Topluma Saatli Bombaları Salıyoruz
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 3 Ocak 2011 tarihinde aldığı tutukluluk
süresinin 10 yıla çıkartılması kararının ardından gerçekleşen tahliyeleri
değerlendiren Kırşehir Baro Başkanı Gökhan Maraş, "Topluma saatli bombaları
salıyoruz" yorumunda bulundu.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun elindeki
dosyalarla ilgisi olmaksızın verdiği tartışma yaratacak istişari kararı
doğrultusunda, devletin güvenliğine, anayasal düzene, milli savunmaya, devlet
sırlarına karşı işlenen suçlarda azami tutukluluk süresini 10 yıl olarak
belirlerken, uyuşturucu, organize suç örgütlerine katılmak gibi suçlardan
yargılananlar için azami tutukluluk süresini 5 yılla sınırlandırdı. Alınan
kararla katiller, hırsızlar, gaspçılar, uyuşturucu kaçakçıları ve çete liderleri
özgürlüğüne kavuşurken, kararın ardından cinayetten yargılanan 37 kişi tahliye
edildi.
Yerel mahkemelerle birlikte bu suçlardan yargılanıp tahliye edilenlerin
sayısı ise yüzleri bulurken, Yargıtay 9. Dairesi'nin tartışma yaratan kararını
Kırşehir Televizyonu (KTV) haber ekibine değerlendiren Kırşehir Baro Başkanı
Gökhan Maraş, ağır ceza mahkemeleri ve hukuk mahkemeleriyle Yargıtay'ın yükünün
hafifletilmesi gerektiğini, aksi durumda dosyanın 6 ayda yerine ulaşmasıyla
amacında hizmet yürütülmeyeceğini ve şuanda olduğu gibi bazı dosyaların
düşeceğini, bazen de çok ağır ceza sanıklarının dışarıda karşımıza çıkacağına
dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"Tutukluluk süresinin belirlenmesinde ya da sınırlandırılmasındaki amaç
insanların bir an önce mahkemelerinin görülmesi, davanın görülmesi ve hükme
bağlanmasıdır. Ve bu hükmün kesinleş-mesidir.
"Tutuklulukta 10 yıllık süre de var, 4 aylık süre de var. Asli cezada
suçluların tutukluluğunda yasal olan süre 4 aydır. Olağanüstü 6 aydır.
Olağanüstü durumlarda bu 4 ayı ilave edersek 10 aya çıkıyor. Ağır cezalarda
suçluluk süresi 2 senedir. Olağanüstü durumlarda uzatmalarla beraber bu 5 yıla
çıkıyor, yani 3 yıllık uzatma var. Örgütlü suçlarda ise bu iki mislidir. Ağır
cezadaki müddeti 10 yıla çıkıyor. Bunları çıkartmasına çıkarttık da, geçen gün
Van'da bir tanesi tahliye oldu. 5 ölü, 13 yaralısı var. 90 sene hapis cezası
almış, bu insanın kararı kesinleşmediği için 5 yıllık süreyi geçmiş ve
kesinleşmediği için bu adamı tahliye ettik ama dışarıda bizim bunu takip
imkanımız şuanda yok.
"Teknolojinin getirdiği yeniliklerden istifade edilmesi lazım. Mesela
bileklik takılabilirdi. Bileklikle bu adamın nereye gittiği belli olacaktı.
Şimdi diyor ki hakim her akşam geleceksiniz siz karakola imza atacaksınız,
akşamdan akşama 24 saat mesafe var. Akşamdan sonra bu adam firar ederse yeniden
yakalama şansımız yok. Yani topluma saatli bombaları salıyoruz demektir. Halbuki
bilekliklerle bunları takip imkanı olabilirdi. Bir diğeri tutukluluk süresi
kesinlikle sınırlandırıl-malıdır. Doğrusu da budur. 1990'lı yıllarda benim
hazırladığım ceza muhakemeleri konusundaki değişiklikte de ben bu amacı
gütmüştüm. Süre daraltılmalıdır ancak sizin ağır cezanın, ceza mahkemelerinin
ve hukuk mahkemeleriyle Yargıtay'ın yükünü hafifletmemiz lazım. Yargıtay'ın
yükünü hafifletmezseniz, yargıdaki dosyayı hafifletmezseniz, dosya 6 ayda gidip
gelmezse o zaman amacında hizmet yürütmüş olmazsınız. Şuanda olduğu gibi bazı
dosyalar düşer, bazen de çok ağır cezalı sanıkları dışarıda karşımıza çıkar. 3
kişiyi vurmuş bir adamı 5 yıl sonra karşınızda görürseniz sürpriz olmasın. Tabi
bu hoş değil, ikisinin yan yana gitmesi lazımdı. İnşallah devli hükümet edenler
bu işin aciliyetini fark edip yıl içerisinde bu işi düzeltirler."
YARGILAMA SÜRESİ UZADI Bu arada 2005'te yürürlüğe
giren CMK'nın 102. maddesiyle, Türkiye'nin AİHM'de mahkum olmasına yol açan uzun
tutukluluk süreleri sınırlandı. Ancak yargının yavaş işleyişi nedeniyle altyapı
sorunlarının çözülebilmesi için düzenlemenin 31 Aralık 2010'da yürürlüğe girmesi
benimsendi. Geçen 5 yılda ise yargılama süresi kısalacağına daha da uzadı. 2009
verileri, ağır cezalardaki bir dosyanın, Yargıtay tarafından bozma kararı
verilmezse 4,5 yılda bitirilebildiğini ortaya koydu.
Çağdaş Kırşehir
|