10/05/2011
Gönlüm Ataşlara Yandı Gidiyor adli türküye Müzik yaptım, Besteledim.Ve gerçek hikayesi şöyledir.
Ünlü halk ozanı Karacaoğlan'ın yaşadığı devir ve
doğduğu yer üzerinde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Türkmen şairi
olduğundan fikir birliğine varan araştırmacılar, Karacaoğlan'ı genelde XVII.
yüzyıl şairleri arasında sayarlar. Şöhreti Azerbaycan, Kırım ve Balkanlar'a
ulaşan Karacaoğlan, Anadolu ve Osmanlı ülkesinin bazı yerlerini dolaşmıştır.
Doğduğu yer kadar öldüğü yer hakkında da birden çok görüş ortaya
atılmıştır.
Yazar Müjgân Cumhur, Karacaoğlan adlı eserinde doğduğu yerler
hakkında bilgi verirken, bunlar arasında Çiçekdağı'nın Mamalı köyünü de sayar.
Karacağlan'a ait elimizdeki şiir ve cönkte, onun Kırşehir ili Çiçekdağı
ilçesinin Mamalı köyünden olduğu şöyle vurgulanır.
Karacaoğlan, Kırşehir
ili, Çiçekdağı (Mecidiye) ilçesi Mamalı köyünden Rıdvan adlı bir Türkmenin oğlu
idi. Bu bölgenin derebeyi olan Sarı Haliloğlu'nun kızı Elif'e aşık olur,
Amcaoğulları Ömer ve Bücür ile kızı kaçırırlar. Sarı Haliloğlu'nun adamları
İsmail Bey Yaylası yakınlarında bunlara yetişir, kızı ellerinden alırlar ve Ömer
ile Bücür'ü öldürürler. Kaçmayı başaran Karacaoğlan, Toroslardaki Türkmen
beylerine sığınır. Sarı Haliloğlu'ndan korktuğu için memleketine dönemeyen
Karacaoğlan, sazı omuzunda Sevdiği Elif'in aşkıyla diyar diyar
dolaşır.
Kırşehir yöresinde yaptığımız araştırmada Kırşehir, Yağmurlu
Kale köyünden Mustafa Bektaş, cönkte verdiğimiz bilgiyi bize aynen aktarmıştır.
Bu konu hakkında söylendiği bildirilen şiir şöyledir:
İsmail Bey
yaylasından kalkınca
Soğuk sulu yaylalarım kal demiş
Hiç vefa yok imiş
attan deveden
Derde derman olmaz imiş mal demiş
Hani benim emmim oğlu
Ömer'im
Ciğerime bir od düştü yanarım
Mamalı'yla Afşar benim
tımarım
Bölük bölük tımarlarım kal demiş
Hani benim emmim oğlu
Bücür'üm
Yüreğime bir od düştü acırım
Sarı Haliloğlu çeksin
ecirim
Toplu toplu alaylarım var demiş
Derilirler üstümüze
gelirler
Haramiyiz deyi korku verirler
Elif kızı elimizden alırlar
Gece
gündüz işim ahü zar demiş
Karacaoğlan der ki kolu bağlıyım
Ciğerciği
aşk oduyla dağlıyım
Mamalı'da ben bir Rıdvan Oğlu'yum
Kaplan postu
yedeklerim kal demiş
Sevdiği Elif'in aşkıyla yanıp tutuşan Karacaoğlan,
bir müddet Toroslarda dolaştıktan sonra Kayseri yoluyla bir kış günü Mucur'a
gelmiştir. Sarı Haliloğlu ve sevdiği Elif hakkında bilgi alan Karacaoğlan,
kahvede oturan Mucur halkına şu türküyü söylemiştir:
İncecikten bir kar
yağar
Tozar Elif Elif deyi
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif
deyi
Elif'im uğru nakışlı
Yavrı balaban bakışlı
Yayla çiçeği
kokuşlu
Kokar Elif Elif deyi
Elif kaşlarını çatar
Gamzesi sineme
batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Elif Elif deyi
Evlerinin önü
çardak
Elif'in elinde bardak
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif Elif
deyi
Karac'oğlan eğmelerin
Gönül değmez değmelerin
İliklemiş
düğmelerin
Çözer Elif Elif deyi
Kırşehir, Karahıdır köyünde Halime
adlı zengin bir kadının yardımıyla Sarı Haliloğlu'nun köyüne giden Karacaoğlan,
bağ evinden kendisini bekleyen sevdiği Elif ile gizlice görüşüp hasret gidermiş,
ayrılık saati gelip çattığında şu türküyü söylemiştir:
Seyyah olup gezdim
gurbet elleri
Kar etti bağrıma yeter ayrılık
Söyleyeyim başa gelen
halleri
Çok çektim ölümden beter ayrılık
Bu aşkın ateşi sönmüyor
serde
Ah çeker ağlarım gezdiğim yerde
Yar burda kalmıştır ben gurbet
elde
Beni dağdan dağa atar ayrılık
Gezerim ben daim diyarı
gurbet
Aşığın başında gitmiyor bu dert
Dost ile bir saat ettim
muhabbet
Sevdiğim gözümde tüter ayrılık
Karac'oğlan der ki vakit
gelince
Ötüşür bülbüller hasret gülünce
Ben orda yar burda mahzun
kalınca
İster ölüm olsun ister ayrılık
Elif'ten ayrıldıktan sonra
Kırşehir'e gelen Karacaoğlan, Kırşehir halkından sözügeçen bazı kişileri
Çiçekdağı'ndaki Elif'in babası Sarı Haliloğlu'na ricacı göndermiş, fakat bir
netice alamamıştır. Elife kavuşamamanın üzüntüsü içinde sazını omuzlayan
Karacaoğlan, çaresiz tekrar Torosların yolunu tutar. Karacaoğlan'ın giderken
söylediği aşağıdaki şu türkü bölge halkının belleğinden hâlâ silinmemiştir. Bu
türküyü bir çok sanatkar kasete okumuştur.
Gül yüzlü yarimden ayrı
düşeli
Her günüm bir yıla döndü gidiyor
Yine zindan oldu dünya
başıma
Sinem ateşlere yandı gidiyor
Hayal mayal oldu şu bizim
eller
Dostun bahçesinde açıldı güller
Her seher her sabah öter
bülbüller
Aşkı bu serime koydu gidiyor
Aktı gözüm yaşı oldu
revane
Bir ateş koyuldu şimdi cihane
Bir selam söyleyin bari
canane
Halim bir Mevlaya kaldı gidiyor
Karac'oğlan der ki durmam bu
yerde
Sarı Haliloğlu düşürdü derde
Güzeller diyarı şu
Kırşehir'de
Gözümden kanlı yaş aktı gidiyor
saygılarımla
Ekrem Çelebi