Bugünkü misafirimiz Geycek köyü eşrafından; Âşık Hasan Nebioğlu’nun torunu,  Sayın  Nebioğlu Suat ERTUĞRUL. Kendisi her ne kadar uzun saçlarıyla ön plana çıksada, genelde Türk tarihi özelde ise orta Anadolu’da Karacakürt Türkmen aşiretleri ile ilgili çalışmalar yapmaktadır. Güzel sanatların çok bölümüyle ilgilidir, özellikle müzik ve edebiyat hayatında önemli bir yer teşkil eder. Siz asil okuyucularımız için kendisiyle kısa bir söyleşi yaptık. Beğenmeniz dileğiyle…

Derviş EKİM: Sayın Nebioğlu SUAT ERTUĞRUL; bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Nebioğlu SUAT ERTUĞRUL:1965 Geycek köyü doğumluyum. Babam merhum ve mümtaz insan Geycekli CAFER TAYYAR ERTUĞRUL’dur. İlk ve orta tahsilimi Mucur’da bitirdim. Akabinde ise hayatımı idame ettirmek için yurt dışına gittim ve tahsilime Almanya’da devam ettim. Kendileriyle iftihar ettiğim iki erkek birde kız çocuğum var.

Derviş EKİM: Mucurun unutulmaz ümmi halk ozanı Âşık Hasan NEBİOĞLU’nun torunu olarak bize dedenizi kısaca anlatırımsınız?.

Nebioğlu SUAT ERTUĞRUL: Âşık Hasan Nebioğlu 1902 Geycek doğumludur. Annesi Meryem Hanım babası ise Yusuf Onbaşıdır. Eşi Zeliha Hanım aynı köyden "Balak" Omar'ın kızıdır. Şairin sekiz kız çocuğu ve beş oğlu olmuştur. Halen hayatta iki oğlu vardır.
Âşık Hasan, aslen HÜRZEMİ'dir. Hürzemiler, HAREZMÎ, HARZEMŞAHİ diye de adlandırılan kıpçak (Kuman) ulusuna dâhil soylu bir Türk topluluğudur. Doğal olarak ta Kırşehir ili ve civarına damgasını vuran "HARZEM GÖNÜL SULTANLARININ" kültürel mirasını temsil eder.
Elimizdeki bilgiler sınırlı olmasına rağmen şairin ataları orta Anadolu'da Kurtçu Feyzullah ile başlar.
Okuma yazmasının olmaması kendisini yetiştirmesine engel olamamıştır ve bulunduğu mürşit-mürid-ihvan ortamında kıvamını bulmuştur. Yüce dağları görünce asaleti, heybeti, tek başına yapayalnız kalınca uzleti anlatmıştır. Ağrıyı sızıyı yorulmayı, küskünlüğü, darılmayı, sevmeyi, öpmeyi sarılmayı, hasreti beklemeyi gurbeti... Bazen duru bir yüreği, bir çiçeği, bir tas su bir dürüm ekmeği, bazen yalın ayak terli bir gömleği, sabır ve emeği gam çekmeyi anlatmıştır.

Derviş EKİM: Sizinde şiir yazdığınız biliniyor. Şiir sizce nedir?

Nebioğlu SUAT ERTUĞRUL: Şiir güzel olan her şeyde olduğu gibi en güzeli en doğruyu arama sanatıdır. Bir başka ifadeyle Hakkı aramaktır. Bulursun veya  bulamazsın o da sana kalmış. Bu bağlamda dedem Âşık Hasan NEBİOĞLU  ve ağabeyi Ahmet ÇELEBİ, Niyazi SAPMAZ, Necip F Kısakürek, Abdurrahim ve Bahattin Karakoç ile  Cemal Safi  gibi gönül ve dava adamları ufkumu açmış ve beni derinden etkilemiştir.

Derviş EKİM: Son okuduğunuz kitap hakkında ne söylemek istersiniz?

Nebioğlu SUAT ERTUĞRUL: İskender PALA üstadın Anadolu’nun 1515’li yıllarına ışık tutan Şah ve Sultan adlı romanını okudum. Yine aynı yazarın Yunus Emre’nin hayatını anlatan ‘’OD’’ adlı romanına başlamak üzereyim.

Derviş EKİM: Şairliğin dışında başka ne ile iştigal ediyorsunuz?

Nebioğlu SUAT ERTUĞRUL: Halen yazları Antalya’da turistlerle ve onların dilleriyle ilgili işlerde çalışmaktayım kışları ise memleketimde geçirmekteyim. Almanca Ukraynaca ve Rusca dillerini okuryazar ve konuşurum. İng-İtalyanca-Fince’yi kısmen konuşurum.

Derviş EKİM: Geycekli olarak muhtelif kültürel etkinliklerde bulunduğunuz biliniyor, ne söylemek istesiniz?

Nebioğlu SUAT ERTUĞRUL:Kültürel faaliyette bulunmak bize atalarımızdan miras meziyet olsa gerek.Geyceklinin yüreği zaten öfke yüklüdür.Bilindiği üzere öfkesi olmayanın sevdası olmaz.Bu bağlamda hizmetlerimizi www.geycek.org adresinde sürdürmekteyiz.Kapımızda tüm gönül dostlarına açıktır,başımız gözümüz üstüne..

Derviş EKİM: Nebioğlu mahlasını kullanmaktasınız bunun özel bir anlamı var mıdır?

Nebioğlu SUAT ERTUĞRUL: Öncelikle Nebioğlu ifadesi bizim Geycek köyündeki sülalemizdir ve Osmanlı kayıtlarında NEBİOĞULLARI olarak geçmektedir, Bu mahlası da dedem merhum Âşık Hasan Nebioğlu kullanmıştır. Dolayısıyla miras sahibini bulmuştur diye düşünüyorum.

Derviş EKİM: (KIYŞAD) Kırşehir’li Yazarlar ve Şairler Derneği adlı bir derneğimizin olduğunu biliyormusunuz. Üye olmak ister misiniz?

Nebioğlu SUAT ERTUĞRUL: Böyle bir derneğin varlığı şüphesiz tüm Kırşehirli yazarlar ve şairler için bulunmaz bir fırsattır. Faaliyetlerine iştirak etmek
bizi ancak onura eder.

Derviş EKİM: Kaç tane şiiriniz var ve kitap bastırmayı düşünüyor musunuz?

Nebioğlu SUAT ERTUĞRUL: Kırk Tavuğum var, kırk Tavuk kırk günde şu kadar yumurtlarsa şu kadar eder gibi bir hesabın içinde olmadım. Arığı çıkar çürüğü çıkar. Zira bu eşikten eğri odun girmesin diyebilmektir aslolan. Ayrıca kemiyet değil  keyfiyet önemlidir sizde bilirsiniz. Görelim Mevla neyler neylerse güzel eyler.

Derviş EKİM: Efendim kıymetli vakitlerinizi bize ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Nebioğlu SUAT ERTUĞRUL:O şeref bize ait efendim berhudar olun!!