Duran Erdoğan
duranerdogan1947@gmail.com
KAYMAKAMIN HANIMINI AĞIRLIYOR... KOLAY MI?
14/04/2012 KÜLTÜREL
YARENLİĞİN UNUTULMAZLARI OLMAK Yaptığımız
nükteli yarenliklerin kendimizle özdeşleşerek kıyamete kadar konuşulmasını ve
kalıcı olmasını isteriz.Bazen dozunu aştığımız, abarttığımız, farkında olmadan
gaf yapıp, pot kırdığımız da olmuyor değil...Gerçeği yansıtsa da yansıtmasa da,
yarenlik hayatın tuzu, biberi; onsuz da olmuyor ki ! Bizim Köylü Kadıoğlu lâkaplı birisi: “Yarenlik
olsun diye Aşağı Mahallede bir yalan
söyledim; Yukarı Mahalleye gelince kendi
yalanıma geri kendim de inandım!” demiş. Buyurun bakalım...
CEMAATE DE İMAMA DA MAAŞALLAH !
Merak saikiyle Kırşehir’deki bir caminin
imamına, “epey cemaatin var mı?” diye
sormuşlar. O da üşenmemiş birer-birer saymış: “Cemaatine de imama da maaşallah. Demek
camiide iğne atsan yere düşmez. Son cemaat yerinde bari benim için bir
seccadelik yer ayırabilir misin? ” der.*
KAYMAKAMIN
HANIMINI AĞIRLIYOR... KOLAY MI? Aniden, çat-kapı misafir gelen Kaymakamın
hanımına ikramda hazırlıksız yakalanan uyanık ev sahibesi, tabağa bir armut
koyup getirir ve misafirine de ısrarla: “Hanım kızım haydi yesâne, bizim Mucur’un
armutları pek de lezzetli,pek de besleyici olur. Bu Armutların bir denesi adamı
tıka basa doyurur.” demeyi de ihmal
etmez... * *Kaynak: (Atila
Erdemir)
BEN
YARIM MÜSLÜMANIM ! Bizim köylü “Sötüre” lâkaplı Halil,
çevresinde zengin, yani ‘ağa’ olarak bilinir. Ekili arazisi
çok, mevsim yaz. Üstelik o yıl Ramazan da Ağustos ayına denk gelmiş. Memleket harpten
çıkmış, ki Halil Ağa çalıştıracak işçi bulamıyor. Eline tırpanı alıp ekini
kendisi işlemek zorunda kalıyor... Çünkü ekin zamanında hasat edilmezse,
tarlada kalacak, zarar edecek...Moral
dersen, tümden bozuk... Köyün içinde geçen karayolunun
kenarındaki tarlasında saatlerce tırpan sallamış, öğleye kadar tek başına ekini
işlemiş. Acıkmış, yığının gölge tarafına oturmuş öğle yemeğini yedikten sonra
kırmızı boççayı kafasına dikip su içerken, yoldan geçen zaptiyeler kendisini
görmüşler. Zaptiyeler bir hışımla üstüne
yürüyüp çıkışmışlar Sötüre Halil Ağa’ya: “Ha, öyleyse mesele yok. Haydi kolay
gelsin. Kusura bakma !” deyip, yanından
ayrılırlar. Sözün özü: Esasen yarenlik, nükte, hiciv, taşlama, fıkra ve mizah gibi kültürel mesajı olan söylemlerin içinde
biraz(cık) da beyaz ya da pembe renkli yalanın olduğu tartışmasız ve bu
tespitim gerçektir. Eğlenirken ya da eğlendirirken -âmiyane tabirle- ‘attığımız, fırlattığımız, sıktığımız beyaz
veya pembe yalanlı yarenliklere’ çevremizdekileri
güldürürken; “yalandan kim ölmüş” deyip,sesimizi biraz daha yükselterek kahkahamızı
ayyuka çıkarırız, öyle değil mi? Hoşça kalınız.
Kırşehir Anekdotları Yazarı
E.posta: duranerdogan1947@hotmail.com Tel & Gsm: 0 (537) 308 56 58
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ÖKÜZÜN VASİYETİ - 22/04/2014 |
BİR BÖLENİN HIRSI ve HINCI! - 15/04/2014 |
VERGİ HAFTASI - 08/04/2014 |
BU YEREL SEÇİMİN KAZANANI MİLLET OLSUN - 01/04/2014 |
UNUTMAK ve NANKÖRLÜK - 24/03/2014 |
EĞRİ YOLDAN SAPMAYANIN VAY HALİNE! - 16/03/2014 |
BENİM BELEDİYE BAŞKANIM BÖYLE OLMALI - 18/02/2014 |
KIRŞEHİR HALK KÜLTÜRÜNÜN SESİ YAREN TV BİR İNCİDİR - 01/02/2014 |
MUCUR ve HAVALİSİ SOSYAL YARDIMLAŞMA KÜLTÜR DERNEĞİ - 05/01/2014 |
Devamı |