Duran Erdoğan
duranerdogan1947@gmail.com
KIRŞEHİR TANITIM GÜNLERİ
11/07/2012 “Eğitim ve Kültürde marka şehir: Kırşehir”...
7-10 Haziran 2012 tarihleri arasında Ankara’da Atatürk
Kültür Merkezinde yapılan “Tanıtım Günleri”nde Kırşehirli bir yazar olarak bu
dört gün boyunca bulundum. Kırşehir Halk Kültürünün derli toplu anlatıldığı ilk
ve tek kitap olan “Kırşehir Anekdotları” adını verdiğim kitabımı okurlarla
buluşturdum. Diğer aktiviteleri takip ederek, elimden geldiğince katılıma
destek vermeye çalıştım. Gelelim konunun esasına ve etkinliğin
değerlendirilmesine: Her şey güzeldi, ancak; İlkler daima eksikli ve mutlaka kusurlu olur. Neden? Ortada alınacak örnek ve şablon yok da onun için...
Ben bazı köşe yazarlarımız ve gazetecilerimiz gibi meseleye ‘eksik ve kusur’ perspektifinden bakarak
ve tüm iyi niyetleri öteleyip, karamsar
yaklaşımla da bu güzîde güzelim etkinliği değerlendirmek istemiyorum. Bu bir
kere ilk başta böylece iyi biline... Biz millet olarak bazı hizmetlere hem
öncülük yapmayız; hem de yapan girişimciler için “yapsınlar da bir görelim,
bakalım nasıl olacak!” saikiyle pusuda bekleriz. Aklıma geldi, hemen
söyleyeyim: Erenler camiye gitmiş ve vaiz de bu arada: “Abdestsiz namaz
kılınmaz. Kılınsa bile bu namaz olmaz”
diyormuş. Erenler de yanındakinin kulağına eğilmiş. “Ben kıldım, bal
gibi de oldu!” demiş. “Efendi ! Sen
salla başını, biz biliriz işimizi” prensibiyle hareket edenler, bak bu işi de
başardılar, haydi kendilerini kutlasanıza... Büyüklük sende kalsın... Söz konusu etkinlikte kendisine görev
verilen herkes üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Kimsenin kimseye bir diyeceği
yoktu.Memleket sevdalısı işadamlarımızla, Valimiz başta olmak üzere, Kaymakamlarımız,
Belediye Başkanlarımız,Bürokratlarımız mesai mefhumu gözetmeden hep fuar ve
etkinlik alanındaydılar. Tüm standları birer birer gezip görevlilerle
konuşmaları, bence, halkla kucaklaşmaları
ayrıcalıktı; sevginin, sevdanın ve ahde vefanın çarpıcı örneğiydi. Bu “TANITIM
GÜNLERİ” etkinliğini düşünenler, tertip komitesi olarak düzenleyenler,
A’dan-Z’ye tüm katılımcılar her türlü övgüye lâyık olduklarını kanıtladılar. Bu
organize etkinlikteki performansı, yüksek ekip çalışmasındaki başarıda herkesin
payı fevkalâde büyük olduğu için birini diğerinden farklı sanmayı ve saymayı
şık bulmuyorum. Hele
bu etkinliğin dışarıya yani kamuya yansıtılması hususundaki “Ulusal Basın ve Medya”nın bu etkinliğe
odaklandırılarak ilgi çekilmesi, bu
etkinliğin başarısında fevkalâde üstünlüktü.... “Ben has Kırşehirli’yim, Kırşehir Ben’den
sorulur!” diyen, kendini Kırşehirli
sayan ve sananlar... Bazı yerel basınımız... Başımıza taç yapıp meclise
yolladığımız yeni ve eski bazı milletvekillerimiz; protokol masalarına
kasıla-kasıla oturup, ezberlediği ‘cafcaflı’ sözlerle bizlere nutuk atanlardan ellerimiz patlarcasına ayakta
alkışladıklarımız; Kırşehir Organize Sanayiine ve başka yerlere fabrika kurup
bürosunun kapısında “toplantı var” bahanesiyle konuklarını saatlerce bekleten
şişkin iş adamlarımız; mağazalar zincirlerinin patronları; sizleri ve
standlarınızı maalesef göremedik... Sizin servetinizden fakir-fukaranın, garip-gurabanın,komşunuzun
, tüyü bitmemiş yetimlerin ve devletin de hakkı var, bunu biliyor musunuz? Sizler de bir gün öleceksiniz...: Torunlarınız, beleşe konan damatlar
ağızlarının suyunu akıtarak afiyetle geride bıraktıklarınızı yerken; imamın
okuduklarıyla, cenazenize katılan
cemaate yedirilen helvaya mı
güveniyorsunuz? Ahirete varınca, Kırşehir
sevginizi ve sevdanızı böyle
kanıtlayarak mı servetinizin hesabını ‘Zebani Hazretleri’ne vereceğinizi
sanıyorsunuz? Ölüm ve ötesini dünya alemiyle kıyaslayıp, düşünüp,
değerlendirdiniz mi? Ben, milletvekili sayımızın 5’den 2’ye
düştüğü her dönemi yaşayan ve düşüş nedenini iyi bilenlerdenim. Demek ki, Kırşehir’de
artan bir şey yok... Hızla göç vererek küçülüyoruz... Her Kırşehirli’ye düşen,
yerine acilen getirilmesi gereken
görevler var: Öyleyse bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız... Neşet
Ertaş üstadın deyimiyle: “Ayakların turabı” olduğuna inanıp Kırşehir’e hizmet aşkıyla yola çıkan prensip sahibi ilkeli insanlar, yerine getirdikleri görevin
keyfiyle vicdanen müsterih oldukları için yorulmazlar. Sözün özü: Şunu hem gururla ve hem de
övünerek söylemeliyim: Ki, böylesine
mutluluğu yörem adına ömrümde hiç yaşamamıştım. Bu önemli etkinlik programına katılan ve
katkı sağlayan Kırşehir sevgisiyle ve sevdasıyla dolu herkese şahsım adına minnet, saygı ve
teşekkür borçluyum. Kırşehirli Dernekler Federasyonu’nun
organize ettiği “KIRŞEHİR TANITIM GÜNLERİ” etkinliğinin “Tertip Komisyonu’nda,
Yayın Komisyonu”nda görev alanlarla, emeği geçen tüm katılımcıları tebrik edip, kutlarım. Allah sağlık-afiyet versin, daha nice böyle güzel etkinliklerde yine birlikte olalım inşallah... Hoşça kalınız.
Kırşehir Anekdotları Yazarı
E.posta: duranerdogan1947@hotmail.com Tel & Gsm: 0 (537) 308 56 58
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ÖKÜZÜN VASİYETİ - 22/04/2014 |
BİR BÖLENİN HIRSI ve HINCI! - 15/04/2014 |
VERGİ HAFTASI - 08/04/2014 |
BU YEREL SEÇİMİN KAZANANI MİLLET OLSUN - 01/04/2014 |
UNUTMAK ve NANKÖRLÜK - 24/03/2014 |
EĞRİ YOLDAN SAPMAYANIN VAY HALİNE! - 16/03/2014 |
BENİM BELEDİYE BAŞKANIM BÖYLE OLMALI - 18/02/2014 |
KIRŞEHİR HALK KÜLTÜRÜNÜN SESİ YAREN TV BİR İNCİDİR - 01/02/2014 |
MUCUR ve HAVALİSİ SOSYAL YARDIMLAŞMA KÜLTÜR DERNEĞİ - 05/01/2014 |
Devamı |