Ahmet Dulkadiroğlu
adulkadiroglu@kirsehirlilerdernegi.com
RAMAZAN AYI EĞLENCE AYI MI ?
28/07/2012 Oruç,”Ey iman edenler! Sizden öncekilere yazıldığı
gibi, sizin üzerinize de oruç tutmak yazıldı (farz kılındı.) Olur ki bu sayede
takvâya erersiniz.(Bakara-183) Oruç, İslam’ın da şartıdır.İçinde bin aydan daha
hayırlı Kadir Gecesi bulunan (Kadr/3) Kitabımız Kur’an’ın indirildiği Ramazan
Ayı’nın faziletini okuduğumuz ve duyduğumuz
halde acaba neden bilmiyoruz ? Hiç tefekkür ettiniz mi ? Tefekkür, “Herhangi bir mevzuada geniş,derin ve
sistemli düşünme manalarına gelir.Tefekkür kalbin çırası,ruhun gıdası,bilginin
ruhu ve İslami hayatın kanı,canı ve ziyasıdır.” Gazali, “ Tefekkür,ibadetin
yarısıdır.” Olarak tarif etmekte Bir başka İslam düşünürü ise “Tefekkür,insanı
bilgili eder.Bilgili olan da amel eder.(Vehb bin Münebbih) Kutsal Kitabımızın çok yerinde inananlara
hitaben,”Akletmez misiniz ?” sorusu yöneltilmektedir. Ülkemizde belki son yirmi beş yıldır, Ramazan Ayı
geldiğinde bazı belediyeler ve kuruluşlar iftar çadırlarıyla, başka mekanlarda
ay boyunca süren sazlı-sözlü eğlence
programları ile –Ramazan Ayının manevi iklimiyle uyuşmayan –programlar yaparak
çekim merkezi haline gelmek yarışındalar. Bu saatler,ibadet zamanı mı,teravih namazı mı,tefekkür
edilecek bir zaman dilimi mi ,bir yılın muhasebesi mi,bin aydan daha hayırlı
bir ay mı ? Acaba burada kimler eğlendiriliyor ? İbadet saatinden sonra
programlara katılmak isteyenler sahura kalkamaz, sabah işe gidemez.Bunlar
ayrıntı mı acaba ? Neden düşünülmez ?.Yoksa oruç tutanlar çalışmıyorlar mı ? Oysa Ramazan Ayı ; Tefekkür zamanıdır.Kendini yenileme
fırsatıdır.Yaradanımızla kesintisiz irtibat halidir.Bin aydan değerli bir
hediyedir.Ziyan olmaması gerekmez mi ? İnsanın iradesi kendi elindedir.Buradaki eğlenceleri
yeterli görmeyip ,bu aya denk getirip yurt içine,yurt dışına tatile gidenlerin
de bir hesabı vardır. Yapılan bu eğlenceleri, eski kültürümüzde ve
medeniyetimizde vardı diyerek inanışta olmayan bir geleneği sahiplenmek, “nerde
o eski Ramazanlar” demek,Ramazan’ları eskitmek hoş değildir.Acaba o eski
Ramazanlar,Ramazan mıydı acaba ? Veya Ramazan Ayı eskir mi ? Kendimizden başlayarak bu soruları sormamız
gerekir.Hani gündüzü ve gecesi ibadetle geçen rahmet ve mağfiret ayında cennet kapıları açılıyor ! Farkında mıyız ?
Midemizi aç oruç tuttururken gönlümüze ve dilimize sahip miyiz ? Dağlar gibi
boş ve yalnız mıyız ? Kalabalıklar içinde tanıdığımız çok az kimse mi var !
Binlerin oturduğu mahallelerin içindeki camiler çok zaman yine mahzun ! Bilinmez ki ! Mesai yok, maç
yok,dizi film yok,nelerle meşguller ? Ramazan’a hoş geldin,11 ayın Sultan’ı diyoruz. Peki
Sultan’ı nasıl karşılıyoruz ? Acaba Ramazan,bizim bendemize misafir olur mu ?
Yoksa görünce halimizi, “Siz beni anlamamışsınız,hatmetmiş ama hazmetmemişsiniz
diyerek üzüntülerini mi bildirir.! Ramazan’ın,orucun,teravihin manevi tadı
kaçırılmamalı.Bizden görerek veya duyarak gelecek nesiller, Ramazan Ayı’nı bir
“Eğlence ve Festival Ayı “ olarak görme yanlışlığına düşürülmemeli. Bu ayda eğlenirken açları,yoksulları,biçareleri
..görebilir miyiz ? Dolmuş parasını denkleştiremeyenleri,yürümeyen yaşlıları… Ve
daha da önemlisi onuruna düşkün olanları iftar çadırlarında görebiliyor muyuz . Eğlence ve festival görüntüsü dışında bazı
varlıklıların, yine varlıklıları davet ederek yaptıkları iftar
ziyafetleri..Tanıyanın tanıdığını çağırdığı iftarlar.Daha neler neler..Ne
diyelim.”Görelim Mevla neyler / Neylerse güzel eyler.” Allah’ım nefsimizi Oruç’la terbiye et, oruç dışında
açlıkla terbiye etme! Aklımızı alma.Hz.Ali
der ki ; “Sustuğunda düşünen,konuştuğunda zikreden ve baktığında ibret alan
kişi akıllıdır.” Akıllı kişiler safına dahil et.
Bu ayda neler yapılabilir ? Çoğunluğun bildiği, ama
uygulamada az bildiğimiz işlerden: Hem dünya için hem Ahiret için sürekli
çalışmak.Bu günlerin feyzinden ve bereketinden pay almak. Dedikodu yapmamak.
Allah’a içten gelen duygularla yalvarmak,Onun rızası için tuttuğumuz oruçların
kabulü, günahlarımızın affını istemek.tekrar nefis muhasebesi yapmak,tövbe
etmek,hakları geçenlerle helalleşmek ve Yunuscasına “Ben oruçluyum” Diyerek “Dövene
elsiz gerek,sövene dilsiz gerek” hoşgörüsüyle sukût etmek. Bu duygu ve düşüncelerle ,içinde Kadir Gecesi
bulunmayan bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecenizi ve Ramazan Ayınızı tebrik
ediyorum..
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
DULKADİRLİ YER ALTI ŞEHRİ - 18/07/2012 |