Ali Aydemir
aliaydemir@mucurhem.com
BİMER DOSYASINA YAZAN YAZANA
15/11/2012 Son zamanlarda şikâyet edenlerin en çok başvurduğu yer
BİMER oluyor. Gerçekten şikâyet edilmesi gerekenler, görevlerini kötüye
kullananlar, adil davranmayanlar, ihanet peşinde olanlar şikâyet edilsin,
edilsin ama olayla gerçekse, belgeliyse deliller objektifse gerekenler
yapılsın. BİMER’i kendi amaçlarına ve görüşlerine göre
değerlendirmek isteyenler maalesef çoğalmaya başladı. Gerek siyasi açıdan,
gerekse çıkar açısından hesabı olanlar, ya BİMER’e yazıyorlar, ya da 147 e
telefonla şikâyetler yağdırmaktalar. Şahıs kendisi yüzde yüz haksız olsada, görevini ihmal
etsede, uyması gereken kurallara uymasa da; üste çıkmak, karşıyı rahatsız
etmek, hınç almak için iftiralara, aslı olmayan isnatlara başvurmadan çekinmiyor.
Öyle insanları görüyoruz ki; ne Allah korkusu var, ne de kuldan utanması.
Siyasi destek gücüne güvenenler aklına düştükçe şikâyet mekanizmasını
sıkılmadan, vicdanlarının sesini dinlemeden hareket ediyorlar. Bazı öğrenci velileri kendilerini o kadar güçlü ve
yetkili sanıyorlar ki; okul müdürü, müdür yardımcısı ve öğretmenler kendi
emrinde zannediyorlar. O kadar ileri gidip hadlerini aşıyorlar ki; okuldaki
düzeni ve uyumu sekteye uğratıyorlar. Rahatça saygısızlıkta bulunup, tehditler
savurmaktan geri kalmıyorlar. Hastanede görev yapan ve sendika temsilciliği
havasına kapılan bir veli, benim haberim olmadan kura çekilmiş: Ben komisyona inanmıyorum.
Benim yanımda tekrar kura çekilsin diye önce müdürlüğe dilekçe veriyor. Hızını
alamıyor Kaymakamlığı şikâyet dilekçesi veriliyor. Yapılan tahkikat ten de bir
sonuç alamayınca, bu seferde BİMER’e şikâyet dilekçesi veriyor. Bütün bunların
arkasında kumpas kokuları hissedilmektedir. Aynı şahısın çocuğu şu an
istemediği öğretmende okuyor. Çocuğunda öğretmenini aşırı derecede sevdiği
söyleniyor. Bizim işimiz gücümüz bu haksız ve gereksiz şikâyetlere
cevaplar vermek midir? Eğitimin ve eğiticilerin nasıl olumsuz etkilendiğini
sayın yetkililerimizin aklına gelmiyor mu? Acaba, şikâyet edilenleri yıldırıp,
emekliliğine zorlamak mı? Kuyuya atılan bir taşı kırklarca akıllı çıkarmakla
uğraşmasın. Okul düzenini ve yönetmelikleri hiçe sayarak öğretmen seçmeye,
istemediği öğretmeni kötülemeye ve çocuğunu kendi istediği öğretmene vermek
için baskı yapmaya, birilerini devreye sokmaya, ortalığa fitne ekmeye
çekinmeden başvuruyorlar. Zannediyorlar ki; okul kendi emirlerinde, öğretmen ve
idareciler onların yetkileri kapsamında, istediğimiz olsun diyorlar. Şayet
istedikleri olmazsa, BİMER’e, Kaymakam’lığa, Vali’liğe veya Savcılığa şikâyetlerde
bulunabiliyorlar. İmza sahibi, asıl muhatap okul aile birliği başkanı olmasına
rağmen, okul idaresini sıkı sık şikâyet etmeyi marifet sayıyorlar. Eğer bir
okulda idareci çeşitli şikâyetlerle yerinden oynatılmışsa, aynı metotları
uygulamayı kafalarına koyuyorlar. Bu şikâyet edenlerin çoğunluğu siyasileri arkasına alanlar,
onlara takla atanlar, makam ve çıkar peşinde olanlardır. Makamlardaki
idareciler siyasetçilerin emrinde değilse, haksızlıklara bolun eğmiyorsa,
yaptığı hizmetlerle takdir topluyorsa; bunlar birilerini aşırı derecede
rahatsız etmektedir. İftira ve çeşitli oyunlarla hakkı taltif ve takdir olacak idareciler;
eften, püften sebeplerle şikâyetler edilip rahatsızlık verilmekte, streslere sokulmakta,
kurumdaki düzen zedelenmektedir. Gerçeklerle hiçte ilgisi olmayan iddiayla çamur
atılmak istenen idarece veya öğretmenler 2–3 gün soruşturmayla uğraşmaktadır.
Kurumdaki diğer öğretmenler, memurlar veya öğrenciler, böyle tahkikatlarda
neler düşünürler, neler hissederler? Yorumları sizler yapın. Çocuğu diğer
öğrencilerin seviyesinden düşük olmasına, devamsızlığı çok olmasına rağmen
velinin aşırı dayatmaları, ikna edilemeyişi, idarecilere neler çektiriyor bir bilseniz.
İstediği olmayan veli; öğretmene, müdürü tehditlere savurduğu gibi öğretmeni
dövmek için üzerine yürümesi, olayın tutanaklara geçmesi bir şey değiştirmiyor.
Hani demişler ya,”Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış.”Arsızlığı ve
utanmazlığı alışkanlık haline getirmiş olan veli, üstüne üstlük, gidip
savcılığı, Vali’liğe ve BİMER’e şikâyetlerde bulunuyor. Karakola çağırmalar,
savcılıkta ifadeye gitmeler, mahkeme salonunda beklemeler hak edilmeyen bir
konuda insanlara neler çektiriyor? Sınıflara öğrenci dağıtımında en az on öğretmenin
yanında ve tamamen yönetmeliğe uygun işlemlere rağmen, öğretmen beğenmeyip,
kendisinin huzurunda kura çekilmediği belirten, çekilen kurayı tanımadığı
söyleyen veli, üstelik eşi de ve kendiside devlet memuru olanlar İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğü’ne, Kaymakamlığı şikâyetlerini yapıyorlar. Yapılan şikâyetler
veli açısından olumsuz olunca, bu sefer BİMER’e dilekçeler yazılıyor. Bu tür
aslı astarı olmayan, dayanaksız dilekçeler ne yazık ki, işlemlere konulup okul
idare rahatsız edilmeye devam ediliyor. İdarecilerin veya öğretmenlerin
rahatsız edilmesi, moralinin bozulması, yıpratılması başkalarının işine
yarıyor. Sayın yetkililerimizin bu konularda daha duyarlı davranmaları,
personelini ezdirmeden adaleti sağlamaları temennimizdir. Kadrosu kendi okulunda olan bir öğretmene görev
vermeyip norm fazlası olarak bekletilirken, norm fazlası başarılı öğretmenlere
yeni sınıflar açıp, öğretmenleri göndermek istemezken; derslere sokulmayan
öğretmeni bir başka okula göndermek neyle izah edilebilir? Velilerin baskısı ve
okuldaki kargaşa bizlere neler kaybettiriyor? Lütfen muhasebesi yapılsın. Önemli bir sözü de yazmadan geçemeyeceğim.”Şeytan
taşlamaktan, hizmet etmeye fırsat bulamadık”.İftira atarak idarecileri
suçlayan, şikâyetler edenlerin mutlaka hesaba çekilmesi ve gerekenin yapılması
adil olur kanaatindeyim. Şikâyet mekanizmalarını boşuna meşgul edenler,
başkalarının mağduriyetliklerine sebep olanlara karşı adaletin çarkı mutlaka
dönmelidir. Okul müdürlerinin, öğretmenlerin velilerin emrinde olmadığı,
velilerin her istediğinin yapılamayacağı gösterilmelidir. Kasım ayı içerisinde öğretmenler günü kutlanacak,
öğretmenlere verilecek en önemli hediye itibar, saygı, hürmet ve
ödüllendirilmesidir. Eğitimin başarıya ulaşmasında en büyük faktör
öğretmenlerdir. Onları iyi anlayalım, iyi anlatalım, sahip çıkalım.
Saygılarımla…
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ANNEM - 12/05/2014 |
DOĞALGAZ İMTİHANI - 01/05/2014 |
TAKMA BABAM KAFANA - 24/03/2014 |
GÖRDÜK - 16/03/2014 |
YETKİLER AHTABOTLAŞTI - 05/01/2014 |
MUCUR SEVDAMIZ OLMALI - 19/11/2013 |
ADIMIZ ANDIMIZDIR - 12/10/2013 |
ZORUNLU ATAMALARDA NELER YAŞADIK? - 23/09/2013 |
TUTTUĞUN BALIK, ÜRKÜTTÜĞÜN KURBAĞAYA DEĞMELİ - 11/09/2013 |
Devamı |