03/02/2013
Bu günlerde basında çıkan bir haber bazılarını çok mutlu
etmişe benziyor.Bu haber"Bakü'de yapılan toplantıda, TAKM adıyla Türk
birliği ordusu kurulduğu" haberiydi.Bu anlaşmaya varan, imza atan
devletlere bakarsanız ciddiyetsizliğin derecesini
anlarsınız.Türkiye,Azerbaycan,Kırgızistan ve Moğolistan. Nerede bu
güçlü Kazakistan, Orta Asya'nın beyni-kalbi olan en kalabalık ülke
olan,askeri açıdan da güçlü olan, Özbekistan ve zengin Türkmenistan
ile fakir ama inançlı Tacikistan... Hadi Türkmenistan bir zamanlar
İsviçre'nin yaptığı gibi BM ile tarafsızlık anlaşması imzaladığı için
bu oluşuma katılamaz diyelim.Ya iki güçlü olduğu kadar etkili devlet
olan Özbekistan ve Kazakistan bu oluşumun neresindedir.Niçin
katılmamışlardır.Tacikistan'ı dertleriyle baş başa bırakarak nasıl bir
birlikten bahsede bilirsiniz?
İki yıl evvel de "Türk Birliği" kurulduğu
duyurulmuştu.Ama bu birliği kurmak için planlanan toplantıda devlet
başkanı seviyesinde sadece Türkiye Ve Kırgızistan temsil ediliyordu.
Diğerleri ya başbakan yardımcısı veya dışişleri bakanı seviyesinde
temsil ediliyorlardı.Hatta bayrağı dahi belirlenmişti bu toplantının
sonunda kurulan birliğin.Buna da çok sevinenlerimiz olmuştu.Daha
baştan yarım yamalak kurulan bol reklamı yapılan bu toplantı gibi yeni
kurulan TAKM de akimdir.Bir tabeladan ileriye gitmeyecek bir
oluşumdur. Çünkü:
Moğolistan ve Kırgızistan'ın henüz gerçek manada, bir
batılı tarzda orduları yoktur.Yoksulluk ordu kurmaya imkan
vermemektedir.Maddi sıkıntıları sebebiyle memleketlerinin bir ucundan
diğer ucuna ulaşım mümkün değildir.Bir karışıklık olduğu zaman
ulaşımın imkansızlığını Özgen olaylarında da, Oş katliamında da
gördük.Rus kalıntısı birkaç çakar almaz kalaşnikof ile yürümekten aciz
köhne tanktan ibaret olan yapıya ordu denilmesi komik olur.Bunların
iştiraki ile nereye kadar başarılı olunabilinir?
"Türk Birliği" kuruldu, bayrağı da tespit edildi"
denilince de gerek katılım şekli, gerek diğerlerinin isteksizliği
adeta gönülsüz bir katılım olması üzerine de yazmıştım ki "bu öyle
abartılacak bir husus değildir" .Şayet kurulacaksa Arap Birliği gibi
anlamsız,adı var kendisi yok şekilde olmamalıdır.Sonuç bildirisi dahi
yayımlayamayan bir anlamsız toplantılarının benzeri olacak
toplanmalarla boşa kürek çekilmemelidir "demiştim.Bu olay da benzer
bir olay."Hiç yoktan iyidir" de denilmemelidir .Çünkü böylesi
etkisiz,anlamsız,katılımı sınırlı,dışa karşı ders verecek, korku
salacak bir kuruluş olmayacaksa hiç olmasın daha iyi.Hiç olmazsa
içinde bulunulan anlaşmazlılığın farkına varılmaz.
Rahmetli BAHTİYAR Vahabzade ile evinde iki
saati aşkın yaptığımız sohbette "Türk Akademisi
kurulmalıdır.Türkovizyon kurulmalıdır.Türk Olimpiyatları zaman
geçirilmeden hayata geçirilmelidir.Türk Akademisinin merkezi İstanbul
olmalıdır.Diğer başkentlere de bu akademinin birer bölümü
kurulmalıdır.NATO benzeri bir Türk askeri teşkilatı kurulmalıdır.Bu
ordu barışın tesisi için,Türklerin menfaatini korumak için
kurulmalıdır" demişti.Ordu kurmayı en sona söylemişti.Çok fazla da
ayrıntıya girmemişti.Oysa Türk Akademisinin bütün ayrıntılarıyla
anlatmıştı.Hangi ülkeye hangi bölümün kurulması gerektiğinden tutunuz
da niçin bu bölümün oraya kurulması gerektiğine kadar ayrıntılarıyla
anlatmıştı.O,biliyordu ki Türk birliği önce siyasi ve ekonomik alanda
tesis edilmelidir.Sonra sosyal alandaki,bilimsel alandaki ortaklıklar
gelmelidir.Bu ekonomik birliği korumak için lazım olan askeri güç
işte bundan sonra tesis edilmelidir.Zaten Rusya'nın AVRASYA
planlarının başındaki adam da ALEKSANDR Dugin de, "şayet Avrasya
ekonomik birliği kurulacaksa, bu zenginliği koruyacak bir orduya da
ihtiyaç duyulacaktır. Bunu en iyi yapacak,en caydırıcı askeri güç olan
Rusya ordusu yapacağından Avrasya bizim liderliğimizde, Rusya'nın
kontrolünde kurulmalıdır" dememiş miydi? Şayet öncelikli olan siyasi,
ekonomik birlik kurulacaksa bu birliğin de bir bekçisi olmalıdır.İşte
o zaman şimdiki gibi üç zayıf askeri güçle kurulan bir Türk ordusu
TAKM, yerine bütün Türklerin katıldığı, kiminin ekonomik diğerinin
insani, bir başkasını teknik açıdan destek vereceği ordu
kurulabilir.Aksi taktirde şimdiki gibi adı var kendisi yok bir oluşum
ortaya çıkar ki hiçbir kıymeti harbiyesi olmayacaktır.
TAKM öyle büyütülmesi gerekecek bir durum değildir.
Kazakistan razı edilir. Özbekistan'ın gönlü alınarak bu birliğe dahil
edilmelidir.Özbekistan'ın iç işlerine karışmak,rejim ihraç etmeye
kalkışmak,kaçakları barındırmak gibi konulardan rahatsız olan
Özbekistan'ın haklı endişeleri giderilerek, bu birliğin güçlü bir
parçası haline gelmesi sağlanmalıdır.Bizden toprak talep eden bir
Suriye dahi bir zamanlar yola getirilmişken hiçbir talebi olmayan
Özbekistan'ın da gönlü alınmalıdır.Şikayetçi oldukları konular dikkate
alınmalıdır.
Batıllı bazı gazetecilerin "Turan Ordusu" tabirini
kullanmaları abartılı ve hedef saptıran bir ifade tarzıdır. Hem
katılım itibariyle bütün Türkleri temsil etmemektedir.Katılanların
özelliklerine bakılırsa bir ordu değil bambaşka bir askeri birlik
kuruluyor olunabilinir.At amblemi ile kurulan TAKM olması gereken
kadar güçlü ve caydırıcı bir ordu olamayacağı için ancak bunu layık
görerek daha ileriye gitmemizi engellemek istemektedirler.Zaten gerek
Avrasya fikri,gerek "Türk Birliği" fikri,gerekse de TAKM fikri kimseyi
heyecanlandırmıyor artık.
1993 YILINDA ÖZBEKİSTAN devlet başkanı sayın
İslam Kerimov, İstanbul'dan bir liderler toplantısından dönüşünde
Taşkent havaalanında,"Parlamentosu bir, devletleri ayrı ayrı,BM
teşkilatında ortak hareket edecek bir birlik kurma peşindeyiz"
diyordu.Bunun ne anlama geldiği malumdur da önemli olan Kerimov'un bu
fikirden şimdiki noktaya nasıl geldiğidir.
Hem TAKM'den önce Türk
Parlamenterler Asamblesi kurularak ortak anlayışlar belirlense daha
iyi olmaz mı?
SEFER AŞIR ERASLAN