Duran Erdoğan
duranerdogan1947@gmail.com
ERDEMLİ OLMAK
10/03/2013 Bir
felsefe terimi olan ‘Erdem’in tanımı sözlüklerde (TDK) şöyle: “1. Ahlâkın övdüğü iyilikçilik, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi
niteliklerin genel adı, fazilet. 2. İnsanın ruhî olgunluğu.” Demek ki ‘erdemli olmak’ da insanın
ancak bu tanımlarda ifadesini bulan bilgilerden haberdar olması ve bu kuralları
kendi yaşam tarzında ilke edinerek, doğru davranış alışkanlığı göstermesidir. Girizgâhı kısa tutup, Cumhuriyetimizin vefakâr,
fedakâr, idealist ilkelerle donanımlı ilk öğretmenlerinden Eyüp Efendi’den alıntı
bir ‘anı-anekdot’la konumuzu bütünleştirmek istiyorum. İşte
size bir “Çarıklı Erkân’ hikâyesi… Efendim, inanın bana ‘ayniyle vakilerdendir’
diyor kaynak kişi.” Buyurunuz birlikte yarenlik tadında okuyalım:
KÖYLÜNÜN FENDİ ÖĞRETMENİ YENDİ! Öğrencinin tamamında bit çıktı. Öğretmen
en büyük bitin sahibini evine yolladı: “Git anan seni bir güzel yusun,
çamaşırlarını da kaynatsın, yarın gel” dedi. Az sonra ana-kız el ele sınıfa daldılar.
Kızın anası öğretmenin soyunu-sülâlesini bir-bir sayıp sıraladı. Anasının o
çevrede nasıl anıldığını da adı adına söylemeyi de unutmadı. Kızını sınıftaki yerine
oturttu ve yüksek sesle: “Muallim* efendi, muallim efendi! Muallim
Mektebi’nin yollarını boşa çiğnemişsin. Sana öğretmediler mi Hıdırellez’den
evvel uşah* yıkanmaz… Satlıcan*olur. ‘Pire itte, bit yiğitte bulunur’ ayıp
mı?” deyip, çekip gitti. Meğer kadının kocası da öğretmenden
hazlanmazmış.* Güya öğretmen her gördüğü yerde bazı önerilerde ve yol
göstermelerde bulunarak vaaz-ı nasihat edip, adamı cahil görüp, taciz edermiş. Koskoca okulda bunun kızının bitli
sayılması bardağı taşıran son damla olur. Adam sağda-solda: “Bende onu arkasına
bakıtı bakıtı şu şââr (şehir) gediğinden
aşırıp bu köyden sürdürmezsem aha şu bıyıklar g…tüme gitsin” diyesiymiş. Vebâli
bu kısmını bize diyenlerin boynuna, çünkü biz adamın ağzından böyle bir lâf duymadık…
Her neyse adam ilçeye uğradığında
Kaymakama epey bir şeyler sayıp döker. Kaymakam da ‘gördüğü lüzum üzerine’ köye
bir müfettiş yollar. Müfettiş de gelir gelmez adamın ifadesine başvurur. Fakat
adam bu kez söylediklerini inkâr eder.
Adının kullanılmış olabileceğini söyleyip çark eder. Öğretmeni akla
hayale gelmeyecek şekilde över: “Ben
şahsen muallim efendiden çok memnunum. Bütün köy şikayetçi olsa ben yine olmam.
Neden dirsen; benim sarı ineğin sütü kesildiydi, bir muska yazdı boynuna
bağladım, gürül-gürül süt geldi. Geçenlerde bizim yatalak gocagarı’ya da
(anası) bir muska daha yazdı. Babayın, anayın, gocagarı utanmasa ere* gidecek. Öyle bir can
geldi. Daha ne diyim. Bir başkadır bizim muallim efendi.” diyerek, sayıp döker. Cumhuriyetin bekçisi müfettiş bey, “demek böyle işleri de var bu muallimin” der
ve döşenir raporu. Haftaya kalmaz, bizim ‘erdemli muallim efendi’ (şââr) şehir
gediğinden ardına bakaa-bakaa kaybolur gider.
Muallimin arkasından ağıt yakan tek kişi
de yine bizim bu adam… Neymiş efendim: “Heç bir kötü kastı yokmuş da bunları
sırf onu met etmek için düzmüş de… Ah keşke o dilleri kopaymış da bu hallar
başına gelmeyeymiş.” diyerek, rol yapıp akıttığı timsah gözyaşlarıyla kendini
de helâk etti vesselâm… *Fend: Düzen, hile,
entrika, ustalık, kurnazlık *Muallim: Öğretmen *Uşah: Çocuk *Hazlanmamak:
Hoşlanmamak. *Satlıcan: Zatürrie
hastalığı *Ere gitmek:
Evlenerek kocaya gitmek. Sözün özü: Yukarıda anlattıklarım,
günümüzde, eğitimdeki taşımalı sistemin ve ‘Bölge Merkezli Eğitim’in haklılığını
kanıtlayan sanırım en akılcı örnektir. Demek ki kapanan, tek eğitmenli, tek
öğretmenli köy okullarının mazi oluşuna sevinmek, çağ atlamakmış… Mahrumiyet
bölgelerinde gece-gündüz demeden ‘erdemli olmak’ adına cehaletle mücadele
ederken, icabında şehit düşen kahraman öğretmenlerimizin anıtlarını dikmek,
vefa borcu olarak az bile… Bu kadar lâftan sonra özetlersem: ‘Erdemli
olmak’ kendini bilenlerin, kendini bilmeyen cahillere (hadlerini), doğru
davranış ilkelerini ‘yerinde ve zamanında’-alınlarının şakına vurarak- bildirmesidir. Hoşça kalınız.
DAVETİYE:
Siz değerli
dostlarımı yenilenen Duran ERDOĞAN Kişisel Web Sitemi ziyaret etmeye davet
ediyorum. Giriş serbest, ikramlar
ücretsizdir. Buyurunuz, bekliyorum efendim. Adresimiz: http://www.duranerdogan.com Duran
ERDOĞAN Kırşehir
Anekdotları Yazarı http://www.duranerdogan.com
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ÖKÜZÜN VASİYETİ - 22/04/2014 |
BİR BÖLENİN HIRSI ve HINCI! - 15/04/2014 |
VERGİ HAFTASI - 08/04/2014 |
BU YEREL SEÇİMİN KAZANANI MİLLET OLSUN - 01/04/2014 |
UNUTMAK ve NANKÖRLÜK - 24/03/2014 |
EĞRİ YOLDAN SAPMAYANIN VAY HALİNE! - 16/03/2014 |
BENİM BELEDİYE BAŞKANIM BÖYLE OLMALI - 18/02/2014 |
KIRŞEHİR HALK KÜLTÜRÜNÜN SESİ YAREN TV BİR İNCİDİR - 01/02/2014 |
MUCUR ve HAVALİSİ SOSYAL YARDIMLAŞMA KÜLTÜR DERNEĞİ - 05/01/2014 |
Devamı |