Duran Erdoğan
duranerdogan1947@gmail.com
KIRŞEHİR’İ NE KADAR TANIYOR ve TANITABİLİYORUZ?
19/11/2013 Bir yörenin başarı grafiğini incelerken bildiğim kadarıyla şu üç şey esas alınır: 1. O yörede yaşayanların eğitim düzeyleri. 2. O yörede çıkan zanaatkâr sayısı. 3. O yöre insanlarının ticaret alanındaki başarısı. Bu mini girizgâhtan sonra gelelim arz etmeye çalışacağım asıl meseleye… Kırşehir sürekli göç vererek içi hızla boşalıyor. Kırşehir’in içinin doldurularak eksiklerin hızla telâfi edilmesi gerekir. Bunun içindir ki ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, imanlı-ihlaslı Kırşehir sevdalısı’ etkili ve yönetimde yetkili akîl adamların girişimlerine ihtiyaç vardır. Böylesine özelliklerle donanımlı insanlarımız yok değil, var… “Kırşehir sahipsizdir! İnsanları tembeldir! Milliyetçi ve memleket sever değiller!” gibi ve sair çirkin ve aşağılayıcı sözlerle kendimizi ve seçtiklerimizi taştan-taşa çalarak eleştirsek, ne kazanırız? Kocaman bir hiç! Bu tür düşünceler havanda su çalkalamaktan öteye gidemez. Kırşehir mi geri kalmış? Yoksa kasten mi geri bıraktırılmış? Aslında bu hususların bir-bir irdelenmesi, incelenmesi ve işlenmesi daha doğru ve mantığa daha yatkın olur düşüncesindeyim. Çünkü, Kırşehir il iken, tüm oylar Millet Partisine verildiği için, 1954 yılında ilçe yapılarak cezalandırılmış; hemen yanıbaşımızdaki ilçeler bizden koparılarak çook uzaklardaki Nevşehir’e bağlanıp, halk da vurgun yemiştir. Bu hukuksuzluk ve haksızlık maalesef aradan altmış yıl gibi koca bir zaman dilimi geçmiş olmasına rağmen tüm müracaatlara, referandum yapalım, yuvamız Kırşehir’e geri dönelim dileklerine rağmen, düzeltilmemiştir. Yine bir seçim atmosferine yine duru kafayla değil, bulanık düşüncelerle gidilecektir. Kırşehir’e gelenlere Kırşehir’i tanıtan, Kırşehir’in kültürel değerlerinin simge olarak işlendiği doğru-dürüst hediyelik eşya ve aksesuar üreten küçük işletmelerimiz bile yok. Bu çok önemli bir eksikliktir. Ahi çarşısının yanındaki küçük standlarda, ilimize gelen ziyaretçilere hamam kesesi, çorap, patik gibi basit bir şeyler satmakla Kırşehir yeterince tanıtılmaz. Kırşehir’i hiç görmemiş insanların akıllarında da bu görüntüler derin ivme kazandırmaz. Osmanlı’dan günümüze intikal etmiş saymakla bitmeyecek kadar nice kültürel miras değerlerimiz var: Bu kültürel zenginliğimizi nakış-nakış işleyip, ilmek-ilmek dokuyup, müşteriye altıntepsi görüntüsüyle sunarsak, hediyelik eşya diye işte ben buna derim. Yoksa çorap, patik, hamam kesesi ve sair el işleriyle zaman kaybetmeyelim. Makamı kendisine temelli mülk gören, mahkeme kararlarıyla da koltuğa kendisini iyice kenetleyen Kültür Müdürümüz var. Acaba ne gibi projeler üretir, ne işlerle meşgûldür, gün ışığına çıkarsa da öğrenmiş olsak? Eksiğimi telâfi edip, cehaletimi öğrensem… Diyeceksiniz ki; Sen, iyi, hoş, güzel-güzel akıl veriyorsun da, neden işin bir ucundan da kendin tutmuyorsun? Bir öneri geldi dostlarım. Hayırlara vesile olmasını ve gerçekleşmesini dilerim. Benden hizmet uman ve hizmet bekleyenleri mahcup etmeyeceğim inşallah. Teklifi sunanlara ‘bu alemde artık ben de varım’ dedim. Ömrüm üstün başarılarla dolu birisi olarak buralara geldim. Ömrümün sonbaharında, büyüklerimiz yine de fırsat ve imkân verirlerse neden olmasın, diyorum. Bu toprakların TSE kalite belgeli başarılı oğlu olduğumu kanıtlayıp; vicdanen müsterih olarak Cenab-ı Hakk’ın huzuruna varmaktan daha güzel ne olabilir? Sözün özü: Nasreddin Hoca bir gün yakınlarına şöyle dertlenir: “Ömrümde unu, şekeri, yağı bir araya getirip de bir türlü helva yapamadım.” der. Yakınındakiler: “Aman Hocam olur mu? Bu söylediklerin tevazû! Mutlaka bu saydıkların bir araya gelmiştir” deyip itiraz edince, Hoca “Gelmesine, geldi de; bu seferde ben gelemedim.” der. Elinizi taşın altına koymuyorsanız, sorunların çözümünde sorumluluk almıyorsanız, helva yapamazsınız. Kırşehir’in değeri de sevdasız, kültürsüzlerin elinde maazallah heba olur, gider… Hoşça kalınız.
Duran ERDOĞAN Kırşehir Anekdotları Yazarı e.posta: duranerdogan1947@gmail.com http://www.duranerdogan.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ÖKÜZÜN VASİYETİ - 22/04/2014 |
BİR BÖLENİN HIRSI ve HINCI! - 15/04/2014 |
VERGİ HAFTASI - 08/04/2014 |
BU YEREL SEÇİMİN KAZANANI MİLLET OLSUN - 01/04/2014 |
UNUTMAK ve NANKÖRLÜK - 24/03/2014 |
EĞRİ YOLDAN SAPMAYANIN VAY HALİNE! - 16/03/2014 |
BENİM BELEDİYE BAŞKANIM BÖYLE OLMALI - 18/02/2014 |
KIRŞEHİR HALK KÜLTÜRÜNÜN SESİ YAREN TV BİR İNCİDİR - 01/02/2014 |
MUCUR ve HAVALİSİ SOSYAL YARDIMLAŞMA KÜLTÜR DERNEĞİ - 05/01/2014 |
Devamı |