30 Mart 2014 Yerel Seçimin sonuçlarının tüm ülkemize hayırlı olmasını dilerim. Umarım bu yerel seçimin kazananı milletimiz olsun. Ben ömrümde bu kadar stresli, heyecanlı, manipülasyonlu, sıkıntılı seçim süreci yaşadığımı hiç hatırlamıyorum. “Ya sabır!” dedik, inşallah bu ya sabrın sonunun selâmetle nihayetlenmesini bekliyoruz.

İktidara göre, gündemi belirleyen, bir taraftan “Pensilvanya”da yaşayan birileri var. Diğer taraftan onların yerli işbirlikçisi olan, taşeronu olan, hizmet değil fitne üreten uzantıları var. Muhalefete göre, “iktidarda yalana, dolana, talana” kucak açmış olanlar var. Bu kavgada her şeyden önce bana göre siyasetten uzaklaşmış, kendi nefsini ön plâna çıkarmış yarışanlar bile var. Sanki bir daha yan-yana, yüz-yüze gelmeyeceklermiş gibi, en galiz küfürleri, en çirkin sözleri birbirlerin alnının şakına balyoz gibi vuranlar var. Öte yandan çirkin söylem ve sözlere alkış tutan amigo kılıklı yalaka yandaşlar var.

Siyaset literatürümüze kazandırılmış bir alay kaba, ferç, çirkin söylem ve deyimlerle de hafızalarımız kerhen doluluk travması yaşamıştır. Özellikle son günlerde gündemi belirleyen, adına “Toplum ya da Siyaset Mühendisliği” de denen, güya “Kanaat Önderi” unvanıyla ünlenen, bir başka deyişle “Siyaset Stratejisti” var. Bu ve benzeri nam ve sıfatla şöhret olanların özellikle ekranlarda boy göstermesi, vatandaşı kendi “stratejileri doğrultusunda bilgilendirip, bilinçlendirmeleri” bence etki değil, tepkiyi doğurmuştur.

Yerel Yönetimlerde görev alan Belediye Başkan ve Belediye Meclisi üyeleri artık bundan böyle mazbatalarını alır-almaz; herkesin ve hemen her kesimin hizmetkârı olmalılar. Adaletli bir karar vermezlerse, alacakları mazlûmun ahının aheste- aheste bedelini hem bu dünyada ve hem de öbür dünyada(ahrette) vereceklerini de belleklerinin bir kenarına çıkmaz kalemle yazmalılar. Çünkü ‘Milenyum’ denen bu asır insanları ileriyi gören, akı- karayı ayırt eden özellikli kişilik sahipleridir. Artık Seçmen, Sandığa otomatik oy atan programlanmış bir köle değildir. Huzura, barışa, istikrara, kendisine hizmet edecek kişiye oy verileceğinin şuurundadır. ‘Aga’ ne derse “eyvallah!” denilmeyeceğinin farkındadır. Zira, şimdi internet ve televizyon denen medeniyet harikası cihazlar sayesinde, her seçmenin evinde dünyayı gözlemledikleri bir pencere vardır. Kimin haklı, kimin haksız olduğunun; kimin kirli kampanya yaptığının bilincindedir. Aldatıcı anketlere, ucuz, basit, bayağı, büyülü sözlere, riyakâr ilgi, iltifat ve yardım kutularına inanmıyor; bu ve benzeri olumsuzlukların hür iradeli oyuna (rey) konan stratejik ittifak, kumpas ve ayak oyunu olduğunu iyi biliyor.

Sözün özü: Tespit ettiğim pek çok önemli ayrıntıyı huzura getirerek bana ayrılan köşeyi ve sabrınızı taşırmak istemiyorum. Tekrar aday gösterilmediği için kendi partisinin oylarını bölenler, kendi ihtirası, hırsı ve hıncı için bindiği dalı kesercesine ilke ve ideâllerini hiç edenlere de söylenecek söz olmalı. Zamanı gelince mutlaka konuşacağım.

Özellikle 50 yıldır yaşadığım medeniyetin ve memleketimizin merkezi Başkent Ankara’nın son yıllardaki Belediyecilik alanında katettiği değişim atmosferini; yaz aylarında ömrümün “İkinci Baharı’nı” yaşamakla geçirdiğim Kırşehir ile şirin ilçesi Mucur’un yerini ve önemini; dostlarım sayesinde sık-sık ziyaret ettiğim Kırıkkale ilimizdeki yerel değişimleri önümüzdeki günlerde tarafsızlık ilkesiyle sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Hoşça kalınız.

Duran ERDOĞAN

Kırşehir Anekdotları Yazarı

E.posta: duranerdogan1947@gmail.com

(Web) http://www.duranerdogan.com