Duran Erdoğan
duranerdogan1947@gmail.com
VERGİ HAFTASI
08/04/2014 50 yıldan beri Ankara’da yaşayan bir Kırşehir’li olarak zaman-zaman Çankaya’ya çıkar, tepeden seyrederim medeniyetin ve memleketimizin merkezi Başkentimizi. Son yıllardaki değişime şapka çıkartır, kendi adıma, ülkemiz adına bu gelişmeden keyif alır, mutlulukların en mükemmelini yaşarım. Bazen de ‘Eski ve Yeni Ankara’yı kıyaslar “Biraz daha dursaydım da dünyaya şimdi gelseydim” deyip, hayıflandığım da olur. Yürüyüş yaparım: Çankaya’dan Yıldırım Beyazıt Meydanına kadar. Görkemli binaları, vitrinleri, tabelâları dikkatlice izlerim. Kavaklıdere Kuğulu Park’taki çağlayanın akışına ve kuğuların raksına bayılır; kendi iç âlemime dalar, simit yiyerek keyif çatarım. Atatürk Bulvarı’ndaki Cumhuriyet-Başkent-Kavaklıdere ve Doğanbey Vergi Daireleri’nin bulunduğu binanın ön cephesindeki “Vergilendirilmiş Kazanç Kutsaldır” tabelâsı dikkatimi çeker; bu büyülü söz beni duygulandırıp, derin hülyalara daldırır, düşündürür. Vergi rekortmeni olsaydım da “Veren el olmanın erdemini yaşasaydım!” diyerek, üzüldüğüm de olmuştur. Çünkü vergi vermek onlarca insana kazanç kapısı açıp, aş vermektir. Vergi mükellefi “Rızkın onda dokuzunun ticarette olduğunu” iyi bilen, her şeyden önce kendisine özgüveni çok olan, sınırsız ufku, fevkalâde kişilik özellikleriyle donanımlı, risk alan, girişimci, cesur, yürekli; atılım misyonu ve başarı vizyonuyla donanımlı, onurlu insandır. Hayranım bu kriterdeki güzel insanlara…İflas etmeleri beni çok üzer. İnanın, iş adamlarımıza daima “İşleri rast gelsin. Allah emeklerini zayi etmesin. Allah’ım daha çok versin. Rabbim yar ve yardımcıları olsun!” diyerek hep hayırlı dualar ederim. Emin ve ehil adımlarla yürüyüşe devam ederken, Karanfil sokak’taki sahaf kitapçıların tereklerindeki yeni yayınları takip ederim. Ankara Radyosunun önünden yavaş-yavaş yürür, bu Radyoda 24 yıl yaptığım konuşmalarım (sohbetlerim) ve heyecan duyduğum programlarım bir-bir canlanır belleğimde. Ulus’ta, at üstündeki Atatürk’ümüzü selamlar; biraz etrafa bakınır; Hacı Bayram’ı Velî Hazretlerinin Dergâhını ziyaret edip, hazrete dua eder; camisinde de mutlaka iki rekât şükür namazı kılarım. Yola devam edip, Yıldırım Beyazıt Meydanına doğru giderken, tarihî Roma Hamamı karşısındaki Yıldırım Beyazıt-Ulus-Kızılbey Vergi Daireleri’nin bulunduğu binayı görünce son molamı verir; buradaki bürokrat dostlarımı “hem ziyaret-hem ticaret kuralı” gereği ziyaret edip hasret giderir; kiradaki evimin vergi beyanını da doldurtup, yorgunluğumu demli çaylarını içerek atarım. TDK. Güncel Sözlüğünde Vergi: “Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı herkesten topladığı para” olarak tanımlanmıştır. Vergi: “Kamu hizmetlerini karşılamak amacıyla, kişilerden ve kuruluşlardan kanun yoluyla toplanan paralardır. Vergi, devlet ve diğer kamu kuruluşlarının, kamu hizmetlerinin finansmanını karşılamak üzere kişilerden zorla aldıkları paralardır. Vergi anayasamızda yer alan ve herkesin ödeme gücüne göre ödemekle yükümlü olduğu bir görevdir.” denilerek, bir başka açıdan da böyle tanımlanmıştır. Konunun uzmanı Sevgili dostum Ahmet Dulkadiroğlu beyefendinin Kırşehir Haber 24 Web Sitesi’nde yayımlanan 4 Mart 2013 tarihli “Vergi, hep vardı” başlıklı araştırma yazısındaki dünden bu güne gelişimi (tarihçeyi) ilgi duyan herkesin okumasını tavsiye ederim. Bakınız; zengin Müslüman için, “sadaka, sadakayı cariye, fitre, zekât ve dahası ‘katmerli sadaka’ vermek dinî bir yükümlülük ise; ‘Devlete verilen vergilerin’ de bir ibadet olduğunu düşünüyorum. Hani “Ne verirsen elinle, o gider seninle” denilir ya; işte hem vergi vererek ve hem de saydığım bu dinî vecibeleri yerine getirerek yaşamak; mutlu ve mükemmel ve sağlıklı yaşamanın, hatta kalkınmanın temelini oluşturur. Çünkü kişi “ektiğini biçer” dolayısıyla, hayır-dua alarak vicdanen rahatlayıp huzuru bulur. “Sadaka’yı cariye” denen onlarca ölümsüz eserler inançlı vergi mükelleflerimiz tarafından topluma kazandırılmış ise; bu fikrin temelinde mutlaka “veren el olmanın yanı sıra, ülke kalkınmasının büyülü cazibesi” ile iman ve ihlas felsefesinin etkin oluşu vardır.
Diğer yandan Hükûmetin ve Yerel Yönetimin (Belediyelerin) toplanan vergileri yerinde ve zamanında değerlendirmesi, Başkentimiz başta olmak üzere tüm ülkeyi Atatürk’ümüzün veciz sözünde yerini bulan “Muasır Medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmıştır!”. Halktan toplanan vergilerin, ufku açık yurtsever bürokratlarca değerlendirilerek, sayısız okul, park, bahçe, yol, köprü, alt ve üst geçit, metro, baraj ve en çarpıcı olanı ‘suyun altında tüneller, demiryolları gibi pahalı hizmetlere harcanarak uzun yollar kısaltılmış ve uzaklar yakınlaştırılmıştır. Sözün özü: Mucur Maliyesi’nin kapısındaki afişte dikkatimi çeken şu iki sloganla yazımı özetlemek istiyorum: 1. Verginle güvendesin, 2. Verginin meyvesi hizmettir. Ankara, Kırıkkale ve Kırşehir; son yıllardaki şehircilik alanındaki çarpıcı atılımlarla, çarpık kentleşmeden kurtulmuş; kötü eskiyi iyi yeniyle belde halkına kıyaslatmak suretiyle şehircilikteki başarısını gözler önüne vitrin gibi dizayn ederek sermiştir. Bütün bunlar toplanan vergilerin çar-çur edilmeyişine örnektir. Bana ayrılan sınırlı köşemin sınırlarını daha fazla zorlamadan, yazımı noktalamak istiyorum. İnşallah bir başka sefere, “Allah Vergisi”nden, “Gerdek ve Kaynana Vergi”lerine kadar, insanların çeşitli adlarla isimlendirip-sıfatlandırıp, sıraladığı ve sair vergilerden (küçük parodilerle) ayrıntılı bahsedeceğim. Hoşça kalınız. Not ve özür: Dostlarımızdan Kırıkkale İşçi Emeklileri Derneği Başkanı Sevgili Basri Keskin Beyefendi telefonla beni arayıp, Şubat ayının son haftasında kutlanan “Vergi Haftası” nedeniyle emekli yazar olarak bir yazı yazmamı istedi. Ben de zaat-ı âlîlerine “Yerel Seçim”in güncel özelliği nedeniyle, “Vergi Haftası”nı işlemeye fırsat bulamadığımı söyledim. Zira, 25.si kutlanan Vergi Haftası’na ilişkin tasarlanan bu yazı, yerel seçim nedeniyle geciktirilmiş bir yazıdır. Bu vesileyle Maliye Bakanlığı personeline saygı ve sevgilerimi sunarım.
Duran ERDOĞAN Kırşehir Anekdotları Yazarı E.posta: duranerdogan1947@gmail.com (Web) http://www.duranerdogan.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ÖKÜZÜN VASİYETİ - 22/04/2014 |
BİR BÖLENİN HIRSI ve HINCI! - 15/04/2014 |
BU YEREL SEÇİMİN KAZANANI MİLLET OLSUN - 01/04/2014 |
UNUTMAK ve NANKÖRLÜK - 24/03/2014 |
EĞRİ YOLDAN SAPMAYANIN VAY HALİNE! - 16/03/2014 |
BENİM BELEDİYE BAŞKANIM BÖYLE OLMALI - 18/02/2014 |
KIRŞEHİR HALK KÜLTÜRÜNÜN SESİ YAREN TV BİR İNCİDİR - 01/02/2014 |
MUCUR ve HAVALİSİ SOSYAL YARDIMLAŞMA KÜLTÜR DERNEĞİ - 05/01/2014 |
ÜNAL KAYA ADINDA BİR KARDEŞİMİZ VAR Kİ! - 09/12/2013 |
Devamı |