Numan Kurt
numankurt51@yahoo.com.tr
BUGÜN PAZARA GİTTİM
02/08/2016 Bugün günlerden cumartesi. Şair demiş ya “Bugün pazar/ Bugün pazar, bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.” diye. O, hapishanedeki bunalmışlığının sonunda güneşe, açık havaya çıkışını anlatıyor.Ben de yakıcı güneşe bakmadan taktım şapkamı kafama, tuttum Didim pazarının yolunu. Alacağım bir şey de yok. Pazardan ayrılırken elimde, poşet içinde bir kilo kayısı…Eee ne işim vardı bu pazarda? Hiç avarelik işte. Aldım fotoğraf makinesini, çektim aşağıdaki fotoğrafları, ne geldiyse aklıma yazdım. , güzel vatanımız Türkiye, zor, karanlık, kaÜlkenlı günler yaşarken, memleketin yönetimi Atatürkçü, Cumhuriyetçi, bilimden yana, akılcı insanlar yerine “din ile aldatanlar”ın eline düşmüşken üstüne üstlük bir de bunların yıllarca besleyip büyüttüğü “besle kargayı oysun gözünü” takımından başka mollaların hain darbesi varken sırası mı şimdi “Didim pazarından fotoğraflar çekip altına ıvır zıvır şeyler yazmanın!” diye düşünebilirsiniz. “Demokrasi bizim için amaç değil araçtır.” deyip de “demokrasi havarisi” kesilenlere söz söylemek kolay mı? Millet facebook sayfasını “Aman bana dokunmasınlar!” anlamına gelen yazılarla doldurmuş. Ben de asık suratlara biraz gülümseme getireyim dedim. Bir elimde bir kilo tadından yenmez kayısı Diğerinde kimseye çaktırmadan Taşıdığım Fotoğraf makinesi Kafamda şapka, üstümde tişört ve şort Dolaşıyorum Didim pazarında Önce incik boncuk satanlar Bunlar pazarın girişinde ilk göze çarpanlar Neler yok ki Çataliğne, tespih, boncuk, kemer, takılar Daha da neler neler Ve de mandallar Demiş ya adamın biri “Ne ararsan bulunur derde devadan gayrı” Her satılan Ayrı işe yarar Her pazarda görüyorum Orta fotoğraftaki kızı Ne varsa tezgahında Durmadan satıyor Sebebi mi Tombulluğu kavunlarıyla uyumlu Bu kızın hiç somurtmayan güler yüzü Marul, maydanoz, dere otu, nane Her yeşillik var tezgahında Bu esmer genç kadının Bir de kucağında bebesi Hem ekmek parası kazanacak Hem bebeğinin karnını doyuracak Akranları güneşlenirken iki adım ötede Kumsallarda O, alınteri döküyor Elinde bebeğin maması Bu sarı sıcakta Yerli mısır, taze fasulye, salatalık var Üçüncü fotoğraftaki kızın Tezgahında Başında bürgüsü, altında şalvarı Omuzundan geçmiş arkadaki kasalar Ve o yorgun, esmer yüzüyle Sanki bana der ki: “Bana ne âlemin tatilinden, eğlencesinden Güneşinden, denizinden Satabilseydim şu tezgahtakileri Evde ekmek bekleyen beş kardeş Elime bakar” Pazar yeri hıncahınç dolu Sabahın sekizinden Akşamın karanlığına kadar Bizim tatilciler değil yalnız Bu pazarın müşterisi Uzak adalarından güneşe hasret Çıkıp gelmiş Gelmekten öte çoğu bu tatil beldesine yerleşmiş Esmer pazarcıların tarzancayla anlaştığı Sarışın İngilizler Bu cennet vatanı Doğasıyla, iklimiyle, güneşiyle, deniziyle Bu cennet vatanı Kavgasıyla, darbesiyle, hilesiyle Berbat eden bizler Onları da kaçırmaya başlamışız Gidiyorlarmış pek çoğu memleketine Mahallelere bakınca da belli oluyor Hızla çoğalmış Satılık evler Sebze, meyve pazarı değil burası Bir tarafında pazarınRengarenk giysiler Pantolonlar, şortlar Gömlekler, tişörtler Kotlar, entariler Tüm albenileriyle Müşteri bekler İzmir üzümü ve kiraz İkisinin de tadına doyulmazPazarın bana göre kayısıyla birlikte en güzel süsleri Üzüm çekirdeksiz, kiraz kurtsuz Kayısı lezzet küpü Hiç sektirmem, mevsiminde her hafta alırım Bu meyveleri Şimdi belki de diyorsunuz Birçoğunuz “Ne var kardeşim? Bildiğimiz pazar işte Sen varmışsın tadına Bize de anlatıyorsun ballandıra ballandıra” Haklısınız ne diyeyim Benim işim de bu emeklilikte Anlatırım ne varsa hoşuma giden günlük yaşamda Tanık olmak istedim akıp giden zamana Seviyorum böyle pazarlarda gezmeyi Değişik insanlar görmeyi Yaşadıklarımı sözle değil de “Belki kalıcı olur” diye Yazıyla iletmeyi Bir tek bu anlattıklarım yok Didim pazarında Sayayım mı daha Peynirciler, ekmekçiler, zeytinyağı satıcıları Aktarlar, kuru yemişçiler Ayakkabıcılar Pazardan ayrılınca gördüm incir satan kadını “Fotoğrafını çekeceğim, iznin var mı?” dedim Şöyle bir baktı “Çekcen de nolcek kardeşim Benim derdim ne, sen ne diyorsun İncirleri satcan da köye gitcen daha” Dedi Bana da bu yaştan sonra Hayatımın dersini verdi İki çocuk gördüm Kayısı tezgahında “Güzel mi kayısılar, seçebilir miyim?” “Seç amca!” dediler Bu tertemiz yüzlü gençler Bir de poz verip fotoğraf çektirdiler Adlarını almayı unutmuşum Haftaya arayacağım onları İnternetten göndereceğim fotoğrafları Öyle güler yüzlü Öyle cana yakın, sevimliydiler ki Umarım bu gençlerin mutluluğu gibi olur Ülkemin yarınları .............................................................................................................................................. Numan Kurt 23 Temmuz 2016 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
DENİZDEKİ TAŞLAR - 21/10/2017 |
Ne yalan söyleyeyim Önce kendim güldüm kendime |
HAYAL BİLE EDMEZDİK - 09/09/2017 |
O zaman bu yazım facebook ile ilgili olacak . “Paylaşmak” derken aklıma geldi |
İKİ GÜZEL GÜN - 27/05/2017 |
Duygu yüklü, mutluluk vericiydi. |
NE GÜZELDİR TÜRKÜLERİ - 02/05/2017 |
“Seni seven oğlan neylesin malı Yumdukça gözünden döker mercanı Burnu fındık ağzı kahve fincanı” |
DALDAN DALA - 22/01/2017 |
azmak , tiryakilik gibi. Alıştın mı bırakamıyorsun. Bunları yazarken gören de beni bir yazar falan sanmasın. |
YANAR ANALARIN YÜREĞİ - 29/12/2016 |
“Ateş düştüğü yeri yakar” Demiş atalar |
ÖĞRETMENİM BENDEN NAYLON GÖMLEK ALDI - 27/10/2016 |
Ne kaybeder ki insan Geldik gidiyoruz dünyasında |
ANNENE NE KADAR BENZİYORSUN - 20/09/2016 |
Bugün yazdığım, ilginç ve bana göre hüzünlü bir yol hikâyem var. |
ÇEKİP GİTSEM MEMLEKETE - 13/04/2016 |
Bahar geldi ya memleketime Yemyeşildir tarlalarda ekinler |
Devamı |