Duran Erdoğan
duranerdogan1947@gmail.com
MUHARREM ERTAŞ’ı BÖYLE ANDIK
10/12/2010
MUHARREM ERTAŞ’ı BÖYLE ANDIK Mahallî sanatçı ve kaynak kişi Kırşehir’li hemşehrimiz Muharrem Ertaş’ı, ölümünün 26. yılında 3 Aralık 2010 Cuma günü akşamı Kırşehir Kültür Merkezi salonunda andık. Kendisini unutmayan biz gönül dostları vefa örneği göstererek, yaptığımız konuşmalarla, repertuarlara kazandırdığı türküleriyle anıları tazeleyip, ruhunu şad ettik. Kırşehir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Fuat Dursun’un girişimiyle, Valimiz Sayın Mehmet Ufuk Erden’in destekleriyle gerçekleştirilen ölüm yıl dönümündeki bu anlamlı anma törenine, Muharrem Usta’nın sevenleri de Kültür Merkezi’nin salonunu doldurdular. Kendisini sadece plak ve kasetlerde seslendirdiği türkülerde tanıyanların hafızalarında derin iz bırakması için,O’nun manevî huzurunda gerçekleştirilen bu müstesna programın içeriğini sizlerle paylaştığımda, kendisine verilen değerin daha anlaşılır ve daha az olduğunu düşünüyorum: Söz konusu programı gönül dostlarından şair ve yazar Geycek’li Sait Sargın sundu.Sait Sargın’ın takdim esnasında, gerek kendisine ve gerekse diğer şairlere ilişkin okuduğu şiir ve bozlak ile anıları espirili biçimde anlatışı Üstad Muharrem Ertaş’ın sevgisini bir kez daha pekiştirdi. Bendeniz Kırşehir Anekdotları Yazarı olarak, Muharrem Usta’nın hayat öyküsünü kısaca anlatmaya çalıştım:“Muharrem Usta abdal geleneğini geleceğe taşıyan, Kırşehir Halk türkülerini tüm medenî aleme duyuran; nev-î şahsına münhasır ses tonuna sahip mahallî sanatçı ve kaynak kişidir.Kadrininve kıymetinin değerini ölümünün bilmem kaçıncı yılından sonra anlayıp, kadirşinaslık göstererek anıtını diktik. Geç de olsa, adını taçlandırıp, gönül tahtındaki haklı yerine kondurduk.” cümlesiyle konuşmamı bitirdim. Geycek’li Aşık Derviş Ekim, Muharrem Ertaş için yazdığı şiirinde: “Senden sonra ozanlar bir-bir sustular, Sazlarını başköşeye astılar, Bilmiyorum acep kime küstüler, Senin yerin dolmuyor ki üstadım!”derken yine yüreklerimizi hoplattı. Kaman’lı Araştırmacı yazar Mümtaz Boyacıoğlu da; Muharrem Usta’nın sahnede türkü söylerken etkilendiği bir kesiti konuklarla şöyle paylaştı: “O meşhur ‘Şahin gocasa da vermez avını,Aslı kurttur, kurt yavrusu kurt olur’ bozlağının ardından, ağıt ve türkülerini birbirine ekledi. Bizim ekibin solisti Pembe Gönç yanıma gelerek kulağıma eğilip “öğretmenim, bu ses gerçekten bu adamdan mı çıkıyor?” diye sordu. “Evet kızım baksana, canlı söylüyor” dedim. “İnanmıyorum öğretmenim ! Böyle yaşlı bir kişinin nefesi nasıl yetişiyor bu uzun havalara!?” diyerek hayretini gizlemedi.”derken, ustayı görenlerin, dinleyen ve bu sesi duyanların hayranlığındaki bu tevazuun bir fantezi olmadığını vurguladı. Programa Bekdik’ten davet edilen Halk ozanı İbrahim Düğer ise, ustanın sevenlerine: “O söylerdi bozlakların hasını, Açar idi kulakların pasını, Aydost diyen ince yanık sesini, Dostların duymaya geldi Muharrem.” dizeleriyle hasretini ifade etti. Öte yandan Kırşehir Polis Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinin ‘İstiklal Marşı’mızı mükemmel okumaları, ayrıca, Kaman Abdallarının Muharrem Ertaş türkülerini seslendirmeleri, ustaya duyulan sevgi, sempati ve hayranlığı bir kez daha pekiştirip, gönüllere perçinledi. Dalakçılı İbrahim Özdemir (Ozan İhvanî) de “Usta’nın oğlu Neşet’le Almanya’da birlikte çalıştıklarını, maddî sıkıntı içinde olan babası Muharrem Usta’ya bir takım elbise ile zarf içinde para yolladığını, ustanın bunları ihtiyacı olan diğer akrabalarına dağıttığını ve hiç birisine el sürmediğini” anlatışı, gözleri nemlendirdi ve ustanın tok gönüllü olduğunu ispatladı. Mucur Cumhuriyet İlköğretim Okulu Müdürü
şair ve yazar Ali Aydemir de: Muharrem’in yanık sedası kaldı, Yaşayan çınarı yıllar sayarsan, Türkü kervanında sevdası kaldı.” dizelerinde, ustanın unutulmazlığını söyledi. Sahneye davet edilen Kırşehirli Aşık İsa Erdoğan, usta için yazdığı şiiri sevenlerine sunarken şöyle diyordu: “Yağmurlu Köyünde geldin cihana, Seni arıyoruz biz yana yana, Kırşehir sahipti böyle ozana, Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.” Muharrem Ertaş ustayı anma programı Kırşehir Güzel Sanatlar Lisesi’nin Abdal asıllı öğrencilerinden Tolgay Ertürk ve Ali Şahin’in ustaya ilişkin sevilen türküleri koro ve solo olarak seslendirmeleriyle son buldu. Sözün özü: Aşık,ozan,şair,yazar ve pek çok bilge gönül adamlarını bağrında saklayan Kırşehir insanının; ölümünün 26. senesinde unutulmazlar arasında gördüğü gönül eri mahalli sanatçı ve kaynak kişi Muharrem Ertaş’ı onuruna yaraşır biçimde anmaları, üstadın ölmezliğini kanıtlayan nitelikli saygının gereğidir. Dolayısıyla ilimizin kültür alanında ışık olan ‘adam gibi adamlarıyla’ birlikte anılması, Kırşehir’in Kültür şehri olarak bu alanda “marka” oluşunu tüm medenî aleme duyurmuştur kanaatindeyim. Ruhu şad olsun. Hoşça kalınız. Duran Erdoğan
www.duranerdogan.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ÖKÜZÜN VASİYETİ - 22/04/2014 |
BİR BÖLENİN HIRSI ve HINCI! - 15/04/2014 |
VERGİ HAFTASI - 08/04/2014 |
BU YEREL SEÇİMİN KAZANANI MİLLET OLSUN - 01/04/2014 |
UNUTMAK ve NANKÖRLÜK - 24/03/2014 |
EĞRİ YOLDAN SAPMAYANIN VAY HALİNE! - 16/03/2014 |
BENİM BELEDİYE BAŞKANIM BÖYLE OLMALI - 18/02/2014 |
KIRŞEHİR HALK KÜLTÜRÜNÜN SESİ YAREN TV BİR İNCİDİR - 01/02/2014 |
MUCUR ve HAVALİSİ SOSYAL YARDIMLAŞMA KÜLTÜR DERNEĞİ - 05/01/2014 |
Devamı |