Duran Erdoğan
duranerdogan1947@gmail.com
KIRŞEHİRLİLER’in TOPLANTISI HEP BÖYLE OLMALI
27/12/2010
Kırşehirli Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Sayın Hilmi Gökçınar’ın istişare amaçlı tertiplediği, sevgili Nedim Çetin’in Keçiören Kuyubaşı Durağındaki görkemli ‘Anılar Düğün Salonu’nda 23 Aralık 2010 Perşembe günü akşamı verilen yemekli toplantıya davet edilişim, ne yalan söyleyim çok hoşuma gitti. Zira, yöremizde söylenen “davet edildiğin yere erinme, davet edilmediğin yere görünme” veciz sözü, bana ‘madem davetlisin, o halde üzerine düşeni yapmalısın’ dercesine, içimdeki ses bu toplantıya katılmam hususunda rotayı ilgili mekâna çevirtti. Gönlümden bu davete icabet etmek geldiği için, belki de ben bendeki sesi böyle algılayıp, uçarcasına katıldım. Bilemiyorum... Her neyse ! Toplum içinde bulundum ya, bu bana yeter ! Değerli okurlarım! Ömrümde ender gördüğüm ve katılmaktan onur duyduğum yemekli toplantılardan birincisi olmasa bile, böylesine gûzîde güzel toplantılardan birisi olan bu yemekli istişare toplantısındaki ayrıntılara girerek tespit edebildiğim ve yaşadığım tüm güzellikleri kalemimle kelâma dönüştürüp sizlerle paylaşmak istiyorum. Belki çok uzunca yazı olacak, ama ‘Dizi Yazı’ tadında ve tavında okursanız taşları yerli yerine ancak oturtabildiğimi, toplantıyı da ancak yorumlayabildiğimi, konuşmacı konuğu çok olan bu toplantının mesajını verirken de nasıl zorlandığımı, kendinizi benim yerime koyarak anlayış gösterirsiniz düşüncesindeyim. Şimdi dönelim asıl konumuza:... ‘Anılar Düğün Salonu’ sahibi sevgili Nedim Çetin her zamanki mütevaziliğiyle hınca hınç dolu kendi mekânındaki konuklarına ev sahibi sıfatıyla ‘Hoş Geldiniz’ ve ‘afiyet olsun’ derken, çok duygulu ve çok heyecanlıydı. Zira, belki de birbirinden değerli elit insanlardan oluşan mükemmel bir kalabalığı ilk defa bir arada görmenin coşkusuyla dopdoluydu, kanaatindeyim. Ne mutlu sevgili Nedim Çetin kardeşimize, ki hiç bir zahmet ve masrafdan kaçınmayıp, hem müessesesinin ve hem de gönlünün kapılarını tüm misafirperverliğiyle hemşerilerine ardına kadar açtı...Tebrik ve teşekkürlerimi sunarım. Kırşehirliler Federasyonu’nun Genel Başkanı sevgili Hilmi Gökçınar, güzel hitabetiyle, birlik ve beraberlik mesajı vererek, Federasyonun her türlü politikadan ayrı tutulduğunu, özellikle ve öncelikle Kırşehir hemşehriciliğinin ön plânda geldiğini vurgulaması alkışlanmaya değerdi. Kurucu Genel Başkan Avukat Mehmet Ali Alan’ın ‘Konsept’ olarak başlattığı bu birlikteliğin meyvelerini vermeye başladığını, Türkiye genelindeki Dernekleri çatısı altında toplayan Federasyonun artık kendi kabuğunu yırtıp, başarı basamaklarını birer birer çıktığını anlatması büyük alkışlarla desteklendi. Ayrıca, İkide bir maddî yardım için kapıları çalınan zenginlerin artık rahatsız edilmeyeceğini, bundan böyle ‘Ahi Evran Sigorta Acentesi’nin kurulduğunu, tüm sigorta aktiviteleriyle hizmet verdiğini ve herkesin bu sigortaya hemen müracaat etmelerinin bir ‘görev’ olduğunu belirtmesi çok haklı temenniydi. Sosyal ve kültürel amaç paydasında birleşip bütünleşen hemşerilerin bu başarıları, ‘Ahi Evran Sigorta’nın gelirleriyle ‘öğrencilere burs’ desteği olarak dönecektir, derken; her evden bir hemşerinin sigortayla ilişkilendirilmesini istemesi, içindeki güzelliğin dışa yansıması şeklinde şavk veriyordu. Ne güzel ! Kırşehirliler Vakfı Başkanı Erol Tosun: “Birlikte hareket etmek istiyoruz.Ahi Evran, Süleyman Türkmani ve Aşıkpaşa’mızın ruhu bu birliktelikte şad olacaktır.” derken, ufuktaki tanın aydınlığını anlatır gibiydi. Yine işadamlarımızdan “Kırşehir İşbirliği-Güçbirliği Başkanı sevgili Mehmet Akyürek de tüm sevecen sempatikliğiyle: “Ahi Evran ilkesinde ve felsefesinde birleşirsek alışverişlerimizi birbirimizle yaparsak başarıyı yakalarız, birlikte güçleniriz.” derken; işadamı tecrübesiyle konuşuyordu. Kırşehirliler Konseptini kurarak, Federasyona dönüşmesinin temellerini atan, maddî ve manevî hiç bir fedakârlıktan kaçınmayan bu görüntünün emektar mimarı Avukat Mehmet Ali Alan da özetle: “Allahın kopmak bilmeyen ipine sarılın, dağılmayın. Konsepti kurarak bir meş’ale yaktık.Kırşehir’e hizmet etmek ibadettir. Kırşehir’de doğduk,Ankara’da doyduk.Ama yine de gönlümüz Kırşehir’dedir.” derken; inanın bana fantezi yapmıyordu. Çünkü geçmişindeki başarı, gelecekteki gördüklerini ayna gibi yansıtmaktaydı.Hayalleri hakikat olmuştu. AVEA Gsm Şirketinin bir yetkilisinin, Kırşehirliler Federasyonu aracılığıyla ‘Kırşehirliye özel indirimli hizmetler sunacağını belirtmesi, Hilmi Beyin ‘Kırşehircell’ yeni gsm şirketimizin adı olacaktır, espirili yorumuyla alkışlandı. Hakikaten bütün aktivitelerini çok başarılı bulduğum Nermin Hendek hanımefendinin Kadın Kolları’nın; genç, dinç, yakışıklı ve yağız delikanlı Coşkun Aşkun’un da Gençlik Komisyonundaki başarılarını Başkan Hilmi Beyin takdir etmesi, elbette konukların da gönlünden dökülen alkışlarla salon çın-çın çınladı dersem, inanın asla abartmıyorum. Eski Vali Yardımcılarımızdan Kayserili Mustafa Öztürk de yaptığı anlamlı konuşmada: “Görev yaptığım sürece insanlarından gördüğüm ilgi ve kültür ahlâkı, bana Kırşehir sevgisi aşıladı ve Kırşehir sevdalısı yaptı.” derken; hem kendisinden ve hem de Kırşehirliliğimden bir kez daha gurur duyduk. Masak Başkanı sevgili Mürsel Ali Kaplan o sempatik ve genç görünümün altında ve arkasında yatan dinamik dinamizmiyle şu önerileri sıralıyordu dinleyenlerine: “1.Artık bundan böyle ve bundan sonra ‘Ben’ değil, ‘Biz’ kavramıyla hedefe koşalım. 2. Kişisellikten sıyrılalım, kurumsallıkta kenetlenelim. 3. Şemsiyemizi geniş tutalım.” Mucur Belediye Başkanı Ali Şahin yaptığı konuşmada: “Yerel Yönetimler olarak Federasyonun her projesini destekliyoruz. Dün olduğu gibi, yarın da desteğimizi, hem maddi mânâda hem de manevî anlamda kayıtsız ve şartsız olarak vereceğiz.” diyordu. Boztepe Belediye Başkanı Ramazan Aydın’ı tanımayan yok gibiydi. Gönülden ve en candan alkışlar, onun bütün aktivitelerden kendini ‘sorumlu sayması ve sorumlu sanması’nın haklı gururuyla bütünleşmişti sanki. Milletvekilimiz Metin Çobanoğlu yaptığı konuşmasında çok bir şey istemiyor ve “uzayan kol bizden olsun” derken şu önerilerde bulunuyordu: “ 1. Her türlü sigortalarımzı Federasyona yaptıralım. 2. Telefonlarımızı Federasyona katkı sağlayan gsm şirketleriyle ilgilendirelim. Bütün bu hizmetlerde siyasetüstü olmamız lazım.Göçveren bir ilden geliyoruz. Göçü durdurma adına gerekli bazı adımları atmak zorundayız.” Milletvekilimiz Abdullah Çalışkan da görüşlerini şöyle sıralıyordu: “ Kırşehrimize bazı işadamlarımız büyük ve başarılı hizmetler ürettiler. Küçük bir milletvekili kardeşleri olarak bu iş adamlarımızın ellerinden öpüyorum.Kırşehirliler olarak, hatalarımız, eksiklerimiz, yanlılşlarımız var mı? sorusunu kendimize soralım.Avantajlarımızı ve dezavantajlarımızı bilerek hareket edelim. En önemlisi Kırşehirliler lobisini oluşturalım.” Milletvekilimiz Mikail Arslan konuşmasında birlik, beraberlik mesajı verdi. Özetle: “Yapılan iyi hizmetler var. Yapılacak olanlar var. Tanış olalım.Birbirimize sevgiyle yaklaşalım. Bir olalam,iri olalım,diri olalım.Şeyh Edebali döneminde olduğu gibi, bir motor, bir öncü güç olmanızı istiyorum.”dedi. Sayıştay Başkanı Recai Akyel de yaptığı kısa konuşmada: “Makamıma gelirseniz, sizleri hoş karşılarım. Toplantılara çağırırsanız gelirim.” derken, birliktelik mesajı verdi. Eski siyasilerden Hilmi Şimşek ise; “Yunus Emre’den, H.Bektaş-ı Veli’den ve Mevlâna’dan özgü dizeler okuyup, barış, sevgi, birlik, beraberlik,dostluk,kardeşlik mesajı sundu. Bu başarılı birlikteliğin önümüzdeki günlerde daha dorukta olacağını söyledi.Sözlerini Ahi Evran-ı Veli’nin cömertliğiyle,Hoca Ahmet Yesevi’nin hizmet aşkıyla ve sizleri Allah’ın selâmıyla selâmlıyorum.” diyerek bitirdi. Toklümen Belediye Başkanı İsmail Kalaycı yaptığı çok kısa konuşmada net ifadelerle şunları söyledi: “Belediyemin sorunlarını çözmek için çok sık geldiğim Ankara’da Kırşehirli’leri bir yerlerde gördükçe çok mutlu oluyorum.Milletvekillerimizden daha çok Genel Müdür üretmelerini bekliyoruz.” dedi. Mucurlu hemşehrilerimizden Noter Mustafa Köksal ise geceyi unutulmaz kılacak ve ilgililerin daha aktif olmalarına katkı verecek duygulu konuşmasını şu sözlerle duyarlılık kazandırdı: “1. İlimizin göç vermesi nedeniyle milletvekili sayımız ikiye düşmüştür. İlimizden koparılarak elimizden alınan iki ilçemizin yeniden il sınırlarına katılmasını acilen istiyoruz.Bu talebimizden vazgeçmeyip, takipçisi olalım. 2. Komşu illerimizin sanayileri ilerilerde. Bizimkisi ise tabir caizse ‘uyuyan kaplan’ gibi. Organize Sanayisi boş olan il durumundayız. Her branştaki elemanımızla,ulaşım kolaylığımızla,altyapı yeterliğimizle ilimizin istihdamını ‘devleti buyur ederek’ artıralım.3. Uluslararası yatırımı buraya çekelim. 4. Hızlı tren’in ilimizden geçmesini sağlayalım.” Mucurlular Dernek Başkanı Bekir Onan son konuşmacıydı.Geceye heyecan katan coşkulu konuşmasında özetle şöyle diyordu: “Kırşehirli önce kendisini tanımalı. Herkesten milletvekili olmaz. Herkesten Belediye Başkanı olmaz. Ehil olanları destekleyelim. Milletvekillerimizi artık Bakan görmek istiyoruz.” Bu istişare amaçlı toplantıda “Ben ‘Kırşehirli’yim.Kırşehir benden sorulur.’ diyen,işçi,esnaf, bürokrat,sivil toplum örgütünün temsilcileri, sanayici, siyasetçi ve sair tüm hemşeriler burada gönlünden geçenleri, aklına gelenleri bir bir sıraladılar. Konuştular...Bir ben konuşmadım. Not almaktan yorulmadım. Satır başlarını kaçırmaktan ve hatiplerin isimlerini atlamaktan korktum. Kim ne derse desin, hemen herkes iyi şeyler söylüyor, güzellikler istiyor, kısacası her şey Kırşehir ve Kırşehirli için deyip, çırpınıyorlardı. Hani topal karıncaya “nereye böyle?” diye sormuşlar. Karınca da: “Hacca gidiyorum.” demiş. Karşısındaki de karıncanın bu haline bakıp gülmüş ve “ Bu yolu bu topal halinle gidemezsin!” dediğinde, karıncanın cevabı malûmunuz “Gidemeyeceğimi ben de biliyorum, ama bu amaç uğruna yolunda ölmek bile bana göre bir fazilettir.” demiş. Sözün özü: Bir sivil toplum kitle örgütü olan “Kırşehirli Dernekler Federasyonu”nun değerli Başkanı sevgili kardeşimiz Hilmi Gökçınar’ın herkesi ve her kesimi kucaklayıp birlikteliğimizi sağlaması bana göre çok önemli ve ayakta alkışlanacak özellikli güzellik. Herkes oradaydı.Herkes notlarını ve gerekli mesajları da aldılar zaten. Duymayanlara da medya mensupları aracılığıyla bizler duyurma görevini üstlendik. Şimdi üstümüze düşen şu: Mantıklı düşünecek,eğri oturup doğru karar verip, aslımızı unutmadan ileriye bakacağız. Ben bir garibanım, tek başımayım,elimden ne gelir ki demeyeceğiz. İki elin sesi olacağız. Yukarıda kısaca andığım karınca misâlli hikâyeden kendimize ders çıkarmamız gerekir. Belki tek başımıza bir şeyler yapamayabiliriz, ama yolunda ölmek bile erdemdir, fazilettir. O toplantıda hizip yoktu. Particilik yoktu. Kalleşlik yoktu. Kardeşlik vardı. Türklük mayasını , milliyetçilik,halkçılık,hakçılık,adalet,sevgi ve barış ilke ve hedeflerine oturtan Osmanlı’nın kurucu mimarları Şeyh Edebalı ışığı,Yunus Emre’nin ısısı, Hacı Bektaş-ı Veli’nin felsefesi vardı...Bu koskoca imparatorluğu kuran insanların nesilleri ve torunları olarak geliniz: “Bir olalım! İri olalım! Diri olalım!” Hoşça kalınız.
Duran ERDOĞAN Kırşehir Anekdotları Yazarı www.duranerdogan.com 0 537 308 56 58 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
ÖKÜZÜN VASİYETİ - 22/04/2014 |
BİR BÖLENİN HIRSI ve HINCI! - 15/04/2014 |
VERGİ HAFTASI - 08/04/2014 |
BU YEREL SEÇİMİN KAZANANI MİLLET OLSUN - 01/04/2014 |
UNUTMAK ve NANKÖRLÜK - 24/03/2014 |
EĞRİ YOLDAN SAPMAYANIN VAY HALİNE! - 16/03/2014 |
BENİM BELEDİYE BAŞKANIM BÖYLE OLMALI - 18/02/2014 |
KIRŞEHİR HALK KÜLTÜRÜNÜN SESİ YAREN TV BİR İNCİDİR - 01/02/2014 |
MUCUR ve HAVALİSİ SOSYAL YARDIMLAŞMA KÜLTÜR DERNEĞİ - 05/01/2014 |
Devamı |